Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN KİMDİR?
24.2.2021
Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN KİMDİR?
29 Ekim 1926 yılında Sinop'ta doğdu. Babası Adana'nın Kozan ve Saimbeyli bölgesinde yaşamış olan Kozanoğullarından Mehmet Sabri Erbakan. Ağır ceza reisi olan babasının birçok yerde görev yapmış olması dolayısıyla çocukluğu muhtelif şehirlerde geçen ERBAKAN'ın annesi de Sinop'un tanınmış ailelerinden birinin kızı olan Kamer Hanım'dır.
Necmettin ERBAKAN ilkokul'a Kayseri Cumhuriyet İlkokulu'nda başladı, babasının Trabzon'a tayin olması dolayısıyla ilkokul öğrenimini burada okul birincisi olarak tamamladı. 1937 yılında ilk tahsilini tamamladıktan sonra aynı yıl İstanbul Erkek Lisesi'nde orta tahsiline başladı. İstanbul Erkek Lisesi'ni 1943 yılında birincilikle bitirdi. 1948 yılı yaz döneminde İTÜ Makine Fakültesinden mezun olan ERBAKAN aynı yılın 1 Temmuz'unda Makine Fakültesi Motorlar Kürsü'nde asistan olarak göreve başladı. 1948-1951 yılları arasındaki bu 3 yıllık asistanlık döneminde o zaman doktora tezine tekabül eden yeterlilik tezini hazırladı. Sınıflarda ders vermek doçent ve profesörlerin yetkisinde olmasına rağmen kendisi asistan olduğu halde ders vermesine izin verilmiştir.
Yeterlilik tezindeki başarısından dolayı üniversite tarafından 1951 yılında Aachen Teknik Üniversitesi'nde ilmi araştırmalar yapmak, bilgi ve görgüsünü artırmak üzere Almanya'ya gönderilen ERBAKAN, Alman ordusu için araştırma yapan DVL araştırma merkezinde Profesör Schimit ile birlikte çok başarılı çalışmalar yaptı. Aachen Teknik Üniversitesi'nde çalıştığı 1.5 yıl süre içerisinde, bir tanesi doktora tezi olmak üzere 3 tez hazırlayan ERBAKAN, Alman üniversitelerinde geçerli olan "DOKTOR" unvanını aldı. Alman Ekonomi Bakanlığı için motorların daha az yakıt yakmaları konusunda araştırmalar yaparak rapor veren ve bu arada da doçentlik tezini hazırlayan ERBAKAN'ın "Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunu" matematiksel olarak izah eden bu tez, Alman ilim çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.
Tezin mecmualarda neşredilmesi üzerine o tarihte Almanya'nın en büyük motor fabrikası olan DEUTZ motor fabrikalarının umum müdürü Prof. Dr. FLATS tarafından Leopar tanklarının motorları ile ilgili araştırmalar yapmak üzere bu fabrikaya davet edildi. Alman Ekonomik Bakanlığı'nın RUHR sahasındaki fabrikalar üzerinde araştırma yapmak için görevlendirilen heyette kendisinin de yer almasının istenmesi üzerine 15 gün RUHR sahasındaki bütün Ağır Sanayi fabrikalarını gezip inceleme fırsatı buldu. II. Dünya Harbi'nden sonra Alman üniversitelerinde ilk Türk ilim adamı olan ERBAKAN, 1953 yılında doçentlik imtihanını vermek üzere İstanbul'a döndü. İmtihan sonucunda 27 yaşında Türkiye'nin en genç doçenti olma başarısını gösteren Necmettin ERBAKAN, araştırmalar yapmak üzere tekrar Almanya'nın DEUTZ fabrikalarına gitti. Burada 6 ay süreyle motor araştırmaları başmühendisi olarak, Alman ordusu için yapılan araştırma çalışmalarına katıldı.
1953'ün Kasım ayında İstanbul Teknik Üniversitesi'ne dönen ERBAKAN, Mayıs 1954 - Ekim 1955 yılları arasında askerlik görevini ifa etti. İstanbul Kağıthane'deki 6 aylık yedek subay öğreniminden sonra Halıcıoğlu'ndaki istihkam bakım bölüğünde 6 ay asteğmen, 6 ay da teğmen olarak makinelerin bakım ve tamiratları kısmında görev yaptı. Askerlik görevinden sonra tekrar üniversiteye dönen Necmettin ERBAKAN 1956 yılında Türkiye'de ilk yerli motoru imal edecek olan, 200 ortaklı Gümüş Motor A.Ş.'yi kurdu. ERBAKAN da böyle bir fabrika kurma fikri Almanya'da çalışmaları esnasında, Türkiye Zirai Donatım Kurumu'nun sipariş verdiği motorları görünce iyice uyanmıştı.
Yurda dönünce bu çalışmayı başlattı. Ve bugün Pancar Motor adı altında çalışan fabrikanın temelini 1 Temmuz 1956'da attı. Gümüş Motor fabrikasında seri imalat 1 Mart 1960 tarihinde başlamıştır. 1960 yılında Ankara'da yapılan Sanayi Kongresi'nde Gümüş Motor'un yaptığı imalatları sunan ERBAKAN "Yeni hedef otomobillerin Türkiye'de yapılmasıdır" fikrini ortaya atmış, o zaman yönetimde olan askerler tarafından revac bulan bu fikir üzerine Eskişehir Demiryolları CER atölyesinde "DEVRİM OTOMOBİLİ" adıyla ilk yerli otomobil ERBAKAN tarafından imal edilmiştir. Askeri yönetim Gümüş Motor fabrikasını gezmiş, büyük ilgi ve heyecan duymuşlar, bunun üzerine 200'e yakın General ve üst rütbeli subaya ERBAKAN tarafından bir Sanayi Konferansı verilmiştir.
1965 yılında profesör olan ERBAKAN, Şubat 1966'da Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığına getirildi. Daha sonra Genel Sekreter olan ERBAKAN, 1968 Mayıs'ında Odalar Birliği İdare Heyeti Üyesi, Mayıs 1969'da da Odalar Birliği Başkanı oldu. O zamanki hükümet her türlü kanuni hükümleri hiçe sayarak ERBAKAN'ı polis zoruyla görevinden uzaklaştırdı.
Necmettin ERBAKAN 1967 yılında evlendi. Sanayiye gerekli ilginin gösterilmemesi üzerine siyasete atılmaya karar verdi. ERBAKAN, 1969 seçimlerinde Konya'dan bağımsız olarak adaylığını koydu ve seçilerek Meclis'e girdi. 24 Ocak 1970 yılında Milli Görüş'ün ilk partisi olan Milli Nizam Partisi'ni kuran ERBAKAN, 1971 Nisan'ında ihtilal yönetiminin de baskısıyla, Milli Nizam Partisi antidemokratik bir biçimde kapatıldı.
Daha sonra 11 Ekim 1972 tarihinde kurulan Milli Selamet Partisi, ERBAKAN liderliğinde girdiği 1973 seçimlerinde % 12 oyla 48 Milletvekilliği ve 3 Senatörlük kazanarak 51 parlamenterle Meclis'e girdi. 1974 yılı başında kurulan MSP-CHP koalisyonunun bozdurulmasından sonra kurulan dörtlü koalisyonda da yer alan MSP'nin Genel Başkanı yine Başbakan Yardımcılığı ve Ekonomik Kurul Başkanlığı görevlerini üstlendi. 5 Haziran 1977 seçimlerinden sonra kurulan 3'lü koalisyonda da bu görevini devam ettiren ERBAKAN liderliğindeki MSP, böylece toplam 4 yıl süreyle hükümet ortağı oldu. 1978 yılı başında 12 Eylül 1980'e kadar muhalefette kalan MSP'nin Genel Başkanlığını yürüten Necmettin ERBAKAN, 12 Eylül İhtilali'nin getirdiği antidemokratik uygulama ve yasaklarla Eylül 1987 yılına kadar politikadan resmen uzak tutuldu.
Eylül 1987'deki referandumla yeniden siyasi haklarını elde eden ERBAKAN, 19 Temmuz 1983 tarihinde kurulmuş olan Refah Partisi'nin, 11 Ekim 1987 tarihinde yapılan kongresinde oy birliği ile Genel Başkanlığa seçilen Necmettin ERBAKAN 20 Ekim 1991 seçimlerinde Konya'dan yeniden Milletvekili seçildi. 1995 genel seçimlerinde tekrar Konya'dan Milletvekili seçilerek meclise girdi. Bu seçimlerde Refah Partisi %21.7 ile birinci olmuştur. Bunun üzerine 28 Haziran da hükümeti kurma görevini alarak 7 Temmuz da güvenoyuyla Türkiye'nin Başbakanı olmuştur. Koalisyon hükümeti sırasında halkın desteğini alan bir çok önemli başarının yanında uluslararası alanda gelişmekte olan 8 ülkenin işbirliğine öncülük yaparak büyük bir gayretle bir yıl gibi kısa bir sürede D-8 (Development-8) oluşumunu meydana getirmesi önemli bir olaydır.
1998 yılı Şubat ayında Genel Başkanı olduğu Refah Partisi’nin kapanmasıyla 5 yıl siyasi yasaklı hale gelen Erbakan 17 Ekim 2010 günü Saadet Partisi'ne Genel Başkan seçilmiştir.
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan 27 Şubat 2011 Pazar Günü 11.40 sularında Hakk'ın rahmetine kavuştu. Erbakan, 1 Mart 2011 Salı günü İstanbul Fatih Camii'nden milyonlar tarafından uğurlandı.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, İstanbul Zeytinburnu'nda bulunan Merkezefendi Kabristanı'nda yatmaktadır.
Milli Görüş Nedir?
Milli Görüş demek “İbrahim Milleti’nin görüşü” demektir. Görüş; bakış demek, Milli Görüş; İslami bakış, İslami Hareket demektir. Milli Görüş adı üstünde ümmetin kendi görüşüdür; İslam dinine inanan milletimizin, ortak dünya görüşüdür. Milli Görüş; ümmetin inancıdır, kimliğidir, tarihidir, ruh köküdür, kendisidir. Bütün insanlığın bildiği gibi milletimiz asırlar boyu kaba kuvveti değil, hakkı üstün tutan bir zihniyetin temsilcisi olarak insanlık tarihinin en büyük devletlerini kurmuş, asırlar boyu insanlığa insan hakları, barış ve adaletin en güzel örneklerini göstermiş, şerefli, parlak bir maziye sahiptir. Milli Görüş; temeli inancımız, tarihimiz, kültürümüz ve değerlerimiz olan kökleri mazide, gövdesi ve dalları geleceğe uzanan ulu bir çınardır. Milli Görüş bir zümrenin, bir bölgenin, bir kişinin zihniyetini temsil etmez. Milli Görüş bu aziz ümmetin ortak görüşüdür.
Milli Görüş’ün esası şefkat, gayesi tüm insanlığın saadetidir.
Milli Görüş özünde üç şey barındırır: Hakkı Üstün Tutmak, Maneviyatçı Olmak, Nefis Terbiyesini Esas Almak
MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN HİZMETLERİ
Selamet dönemi
Ahlak ve Maneviyatla İlgili Hizmetleri
1- Elli iki tanesi Süleyman Demirel hükümeti tarafından kapatılan orta kısımlarını yeniden devreye koymak üzere tam 300 tane İmam-Hatip Okulu'nün açılması. Bu hizmetin büyüklüğünü şundan anlıyoruz; Cumhuriyet tarihi boyunca 50 yılda 50 tane, MSP döneminde sadece 3 yılda 300 tane İmam-Hatip okulu açılmıştır.
2- İmam-Hatip Okulu mezunlarının üniversitelere girmelerini sağlaması. Bu sebeple Îmam-Hatip çıkışlı yüzbinlerce inançlı, dürüst, rüşvet almayan, rüşvet vermeyen avukat, doktor, mühendis, polis, öğretmen, memleket ve milletine hizmet etmektedir.
3- Îmam-Hatip Okulu mezunu öğretmenlerin ilkokullarda Din ve Ahlak dersi öğretmeni olmalarının sağlanması.
4- Bütün okullara Din ve Ahlak dersi mecburiyeti konulması. Bu Din ve Ahlak derslerinin Ortaokul ve Liselerde ilahiyat mezunlarınca okutulması talimle şart koşulmuştur.
5- 1976-1977 ders yılı başından itibaren ilk, orta ve liselerde bütün ders kitaplarının yeniden yazılmasının Bakanlar Kurulunca karara bağlanması.
6- Mısır, Suudi Arabistan gibi müslüman ülkelerde okuyanların diplomalarının Türkiye'de geçerli sayılması
7- Müstehcen neşriyatla ve ahlaka aykırı yayınlarla mücadele kanununun çıkartılması, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarınca ciddiyetle uygulanması.
8- Vakıf mallarının yağmalanmasına son verilmesi,vakıflarca 500'e yakın cami'nin yeniden restore edilmesi, vakıf gelirlerinin üç-dört misline çıkarılması, vakıf aşevlerinden yedirilen yoksulların sayısının artırılması ve 5000 kadar âmâ, sakat ve sahipsiz insana vakıflardan maaş bağlanması.
9- Risale-i Nur gibi dini, ilmi ve ahlaki eserlerin okutulmasına konulan yasakların kaldırılması.
10- Kur'an Kurslarının yapılması, yaşatılması için Cumhuriyet tarihinde ilk defa bütçeden ödenek ayrılması ve 3000'den fazla Kur'an Kursu'nun açılması.
11- Din görevlilerinin meslek içi eğitimi için 7 tane Bölge Eğitim Merkezinin kurulması.
12- Fahri olarak görev yapan din görevlilerine kadro verilmesi.
13- MSP'nin hükümet ortağı olduğu dönemde başörtüsü zulmüne mani olması ve bu sebeple hiç bir kız öğrenciye zulüm yapılmaması.
14- MSP-CHP koalisyonu döneminde Milli Eğitim Bakanlığı CHP'ye verilmişti. Bakan ise Mustafa Üstündağ idi. Bu bakanlık tarafından başörtüsü ile okullara girilmesini yasaklayan bir tamin yazılıyor. Ancak bu tamimi haber alan Erbakan harekete geçiyor ve tamimin uygulanmasını durdurtuyor.
B-Maddi Kalkınma İle İlgili Hizmetleri
1- istiklâl Harbi gazilerine maaş bağlanması hususunda kanun teklifi verilmesi.
2- Emekli işçilerin eş ve çocuklarının sigorta kapsamına alınması
3- Çalışan işçilerin ana babalarının sigortalı sayılması.
4- Asgari (en az) geçim indirimi kanun teklifinin hazırlanması.
5- Mukaddesata şovenlerin cezalandırılması
6- Çıraklık ve kalfalık kanunun çıkartılması.
7- Muhtarlara maaş bağlanması
8- Pahalılığı önlemek için faizin masrafa yazılmaması.
9- Doğu Anadolu'da görev yapanlara yakacak yardımı yapılması
10- Küçük çiftçi ve balıkçıların vergi muafiyeti sınırının yukarı alınması
11- Yabancı ülkelerde çalışan işçilerin askerliklerinin 29 yaşına kadar uzatılması.
12- Ev hanımı olan kadınların ve özel ev hizmetinde çalışanların sigorta kapsamına alınması
13- Tarım ve Orman işçilerinin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına alınması
14- Yurtdışında çalışan işçilerin Türkiye içindeki hizmetlerinin birleştirilmesi
15- Yurtdışındaki işçi çocuklarının diplomalarının geçerli sayılması.
16- 65 yaşını dolduran düşkünlere maaş bağlanması
17- Dul ve yetimlere maaş bağlanması
18- Ağır Sanayi hamlesinin başlatılması Ülkemizi geri kalmışlıktan, sömürülmekten ve dilencilikten kurtarmak, milletimizin mutlu olması, huzur içinde yaşaması ve kalkınmış zengin bir Türkiye için ağır sanayi hamlesini başlatmak ve Milli Harp Sanayini kurmak zorunda olduğumuza inanan Erbakan, 200 büyük fabrikanın plan ve projelerini hazırlayıp temellerini attı. Bu dev tesislerin 70 kadarı fiilen işletmeye açıldı ve kâr sağlandı. Geri kalan 130 fabrikanın çoğunun kaba inşaatları ve hizmet binaları bitirildi, hatta bazılarının makinaları bile hazırlatıldı.
Refah Dönemi
1- 1996 yılı sonunda 20 milyar dolar olması beklenen bütçe açığı 15 milyar dolara, 30 milyar dolar olması beklenen iç borç ise 22 milyar dolara düşürüldü.
2- Hükümeti devraldığında yüzde 76'lar seviyesinde olan repo oranı, Şubat '97'de yüzde 50'ler seviyesine kadar çekilebildi. Bu durum, mevduat ve Interbank
faizlerinde de yaşandı.
3- Yüzde 170 seviyesinde devralınan Hazine borçlanma faizi Şubat 1997 tarihinde, yüzde 83'ler seviyesine kadar düşürüldü.
4- Devralındığında sadece 155 gün olan ortalama borçlanma vadesi, Şubat 1997'de 400 güne, bu tarihten sonra yaşanan olumsuzluklara rağmen, Nisan 1997'de ise 730 güne çıkarıldı.
5- Enflasyonla mücadelede başarı sağlandı. Emekliler, işçiler, memurlar ve köylüler dahil, toplumun tüm gelir gruplarına enflasyonun üzerinde, 40-50 puanlık bir reel gelir artışı sağlanmasına karşın bu reel gelir artışının finansmanında alternatif gelir kaynakları devreye alınarak enflasyonun azmasına meydan verilmedi, gerginliklere rağmen enflasyon sabit tutulmaya çalışıldı.
6- 28 Haziran 1996 tarihlerinde 550 puan olan borsa endeksi, Şubat 1997'de 1700 puana kadar yükselerek yeni rekorlar kırdı.
7- Kaynak paketlerinden Ocak 1997 itibariyle 11,78 milyar dolar, Nisan 97 itibariyle ise 13,33 milyar dolarlık bir gelir sağlandı.
8- Bir yıllık bu dönemde döviz rezervlerinde Şubat 1997 itibariyle yaklaşık l Milyar dolarlık bir artış kaydedildi.
9- 1995 yılında bütçeden tarımsal desteklemeye ayrılan pay sadece 19 trilyon, 1996 yılı içinse önceki hükümet tarafından öngörülen destekleme fonu sadece 38 trilyon TL. idi. Refahyol, 1996 yılı ikinci yarısında yaptığı hamle ile 1996'daki desteklemeyi 60 trilyon TL.'ye çıkarttığı gibi, 1997 yılı için de 95 trilyon TL'yi tarımsal desteklemeye ayırdı.
10- Zirai ürünler karşılığı köylülere 1996'da sadece 43,5 trilyon toplam ödeme yapıldığı halde, Refahyol döneminde 136 trilyon TL ödeme yapıldı ve böylece, bir yılda yüzde 312 oranında büyük bir artış sağlanarak köylüler azami derecede desteklendi.
11- İMO 1995 yılında 48 milyon dolarlık hububat alımı yaptığı halde, Refahyol döneminde, 329 milyon dolarlık alım yaparak köylüye 7 misli fazla para ödendi.
12- Köylülere yüzde 50 gübre sübvansiyonunun alımda derhal ödenmesi esası getirildi. Ayrıca, gübre alımında formaliteler azaltıldı.
13- Et ithalindeki fon, önce yüzde 3'ten yüzde 30'a çıkarıldı, daha sonra da canlı hayvan ve et ithalatı yasaklandı.
15- Hayvancılığın ihyası için büyük önem taşıyan çayır ve mera alanlarının ıslahı ve artırılması hususunda, 1996 yılında 5000 hektar saha artırılması yapılmıştır. Böylece artış yüzde 175 oldu.
16- Yem bitkileri alanlarının artırılmasına da çok büyük önem verildi. 1996'da 7650 hektar yeni bitki alanı geliştirildi. 1997'de ise 22.000 hektar yeni bitki alanı geliştirilmesi programlandı, artış yüzde 187 civarında gerçekleşti.
17- Amerika buğdayının fiyatı 21.000 TL. iken, bunun muadili kırmızı sert buğdaya dört ayın ortalaması dikkate alındığında 36.000 TL. fiyat verildi.
18- 1997 dünya yaş çay alım fiyatının 30.000 TL. olduğu dikkate alındığında, çay üreticisine 1997 yılında dünya fiyatlarının çok üstünde bir fiyat verildiğini söylemek mümkün.
19- Bağ-Kur emeklilerinin maaşları yüzde 300'e kadar artırıldı.
20- Esnafa verilen krediler 1996'nın 2. yarısında 57 trilyondan 80 trilyon TL.'ye çıkarıldı.
21- Fon kredisi imkanı tanınan Teşvik Belgesi verilmesine başlandı. Böylece Fon Kredisinden yararlanmak üzere, 8 bin 36 KOBİ sahibi müracaatta bulundu ve 2.5 trilyon TL. tutarında kredi kullanıma açıldı.
22- Asgari ücrette yüzde 100'den fazla artış sağlandı.
23- Ortalama memur maaş artışı yüzde 230,1, buna mukabil enflasyon yüzde 165., dolayısıyla reel artış takriben yüzde 65 olarak gerçekleşti.
24- Son yıllardaki memur maaşlarındaki reel değişime bir göz atıldığında, Refahyol hükümetinden önceki dönemde, genellikle memur maaşlarındaki reel değişim enflasyonun altında kaldığı görülür. 1993'de reel değişim + yüzde 2.2 iken, 1994'de - yüzde 22, 1995'de - yüzde 4,8 olmuştur. Refahyol döneminde, memur maaşlarının enflasyon üzerindeki reel artışı + yüzde 65 oldu.
25- Refahyol iktidarı, 1996 yılında asgari ücret 210 dolar olarak tesbit etmekle bugüne kadar işçilere reel olarak verilen en yüksek asgari ücreti vermiş oldu.
26- Kamu toplu iş sözleşmelerinde ilk defa Refahyol döneminde üç ay gibi kısa bir zamanda sağlandı. Kamu kesimi ortalama giydirilmiş aylık ücretlerinde büyük bir artış sağlanarak, ücretler 53 milyon TL.'den 107 milyon TL.'ye, dolar olarak da 655 dolardan 993 dolara çıkarıldı.
27- Bütçeden Bağ-Kur emeklilerine 866 milyar TL., memur emeklilerine 985 milyar ve işçi emeklilerine 2.64 milyar TL. destek sağlandı.
28- Memur emeklilerinin maaşlarında enflasyonun üstünde yüzde 51 reel artış sağlandı.
29- Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu'nun bütün geliri, kamu maksadına uygun sekide, tamamen yoksullara tahsil edildi.
30- ihtiyaç sahibi öğrencilere de, geniş bir program halinde hibe yoluyla karşılıksız destekte bulunuldu. 1994-95 yılında kişi başına burs 750 in TL., burs verilen öğrenci sayısı 78 bin 815, verilen toplam burs 710 milyar TL. iken 1995-96'da aylık burs miktarı l milyon TL, burs verilen öğrenci sayısı 100 bin 525, verilen toplam burs l trilyon TL'ye çıkarılmış, 1996-97'de ise aylık burs 4 milyon TL, burs verilen öğrenci sayısı 200 bin, verilen toplam burs 6 trilyon TL. olmuştur.
31- Refahyol, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgeleri başta olmak üzere ihtiyaç içinde bulunan Acil Destek Programı çerçevesinde toplam 3 trilyon 947 milyar 559 milyon TL. tahsil etti. Bu programdan toplam 57 il, 96 ilçe, 52 belde ve 90 köy yararlandı.
32- Refahyol iktidarı, Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri'nin ekonomik ve sosyal göstergelerini dikkate alarak bazı tesbitlerde bulundu ve bu sorunların çözümüne yönelik olarak, bir "icra anlaşma programı" hazırladı. Ancak bu program da, sıradan program olarak kaldı. Yani, Doğu ve Güneydoğu için pek bir şey yapılamadı.
33- Körfez Savaşı'ndan bu yana Irak'a uygulanan ambargo sonucu kapalı tutulan ve Türkiye'ye milyonlarca dolar zarara yol açan Kerkük-Yumurtalık Boru hattı, Refahyol döneminde açılarak ülke ekonomisine katkısı sağlandı.
34- Yıllardan beri Bölge'deki terör sorununun kaynaklarından biri olduğu gözlenen Çekiç Güç, Refahyol Hükümeti'nin kararlılığı sonucu gönderilmiştir.
D-8 VE YENİ BİR DÜNYA
D-8’ler 15 Haziran 1997 tarihinde İstanbul Çırağan Sarayı’nda 8 ülkenin katılımıyla kurulmuştur. Bu ülkeler; TÜRKİYE, İRAN, PAKİSTAN, BANGLADEŞ, MISIR, NİJERYA, ENDONEZYA, MALEZYA’dır. Bugün toplamı 7,1 milyarı bulan dünya nüfusunun, 1 milyar 14 milyonluk bir kısmını yani %14,3’ünü teşkil etmektedirler. D-8’ler 8 Müslüman ülkeden teşekkül bir çekirdek olmakla birlikte 60 İslam Konferansı üyesi ülkenin çoğunluğunu temsil etmektedir. Ve Dünya üzerinde, dünyanın bütününe nazaran nüfus ve yüzölçümü bakımından Dünyanın en önemli bir bölümünü, hammadde, kaynaklar ve işgücü bakımından büyük bir ağırlığını temsil etmektedir.
D-8’ler 20. yüzyılın en önemli olaylarından birisi, 20. yüzyılın 21. yüzyıla en kıymetli bir hediyesidir. D-8’lerin kurulması, baştan sona harpler ve çatışmalarla geçen 20. asrın sonunda, aydınlığa açılan bir kapı gibidir.
İSLAM BİRLİĞİNİN KURULMASI
1- 1.5 milyarlık İslam aleminin bağımsız ülkelerinin halklarını ve Müslüman olmayan ülkelerde yaşayan Müslüman toplulukları temsil eden bir “MÜSLÜMAN ÜLKELER BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TEŞKİLATI”nın kurulması ve dünya siyasetinde bu potansiyelin barış, adalet ve sömürüyü önleme gayesiyle hizmet etmesi,
2- “MÜSLÜMAN ÜLKELER EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI”nın kurulması, Müslüman ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğini artırmak ve sömürüyü engelleyerek hak ve adaletin tesisi için bu potansiyelin bütün insanlığa faydalı hizmetler yapması,
3- Müslüman ülkelerin başka para birimleri ile ticaret yaparak sömürülmeleri yerine tıpkı $ ve € gibi aralarındaki ticareti kendi “MÜŞTEREK PARA BİRİMİ” ile yapmaları,
4- “MÜSLÜMAN ÜLKELER SAVUNMA İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI”nın kurulması suretiyle yeryüzünde huzur ve barışın korunması ve yeryüzünde Müslüman olsun olmasın bütün ülkelerin haksız tecavüzlerden korunmalarına ve toprak bütünlüklerinin muhafazasına hizmet edilmesi,
5- “MÜSLÜMAN ÜLKELER KÜLTÜR İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI”nın kurulması böylece ilim ve teknoloji sahasında atılımlar yapılması.