Rant Ekonomisi Değil Reel Ekonomi Esas Alınmalı | Saadet Partisi
 
   

Rant Ekonomisi Değil Reel Ekonomi Esas Alınmalı

03.6.2020

Rant Ekonomisi Değil Reel Ekonomi Esas Alınmalı

Genel Başkan Yardımcımız Sinan Ejderoğlu, TBMM’de kabul edilen 11’inci Kalkınma Planı’yla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

2023 vizyonunu taşıyan 11’inci Kalkınma Planı,  10’uncu planın gerçekleştirilemeyen hedeflerinin yarısını hedefleyerek hayal kırıklığı oluşturduğunu söyleyen Genel Başkan Yardımcımız Sinan Ejderoğlu, “Yatırım ortamı desteği, ve kaynak paketi içermeyen bir planlama en temel sorun olan işsizliği de aşağı çekmekte zorlanacaktır. Şeffaflık düzeyi yükseltilmeden 11 değil, 111 kalkınma planı da hazırlansa sorunlara çözüm üretemez” dedi. Ejderoğlu, yöneticilerin aklı selimle gerçekle yüzleşmeleri gerektiğini ve ‘Rant Ekonomisi’ni değil ‘Reel Ekonomi’yi esas almaları gerektiğini ifade etti. 

Genel Başkan Yardımcımız Sinan Ejderoğlu, yaptığı basın açıklamasıyla gündeme ilişkin önemli tespitlerde bulundu. Ülkenin gündeminin sürekli değiştiğini söyleyen Ejderoğlu, döviz kuru, enflasyon artışı ve faiz indirimi gibi konuların ekonominin asıl sorunlarını perdelediğini kaydetti. Asıl sorunların temelinde plansızlığın olduğunun altını çizen Ejderoğlu, Meclis’te kabul edilen 11’inci Kalkınma Planı ve önceki 10 kalkınma planı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de ilk defa 1933-1937 yılları arasında uygulanmak üzere 1’inci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın hazırlandığını hatırlatan Ejderoğlu, “Bu planın uygulanması sonucunda çimento, şeker, kömür, cam, seramik ve dokuma gibi bazı temel sektörlerde sanayi tesisleri kurulmuştur” dedi. 

BU DÖNEMDE YALNIZCA HEDEFLER BELİRLENİP SORUNLAR ORTAYA KONDU 

1960 yılından sonra başlatılan planlı kalkınma döneminde sanayinin “lokomotif” sektör olduğunun saptandığını ve özel sektörün de teşvik edildiği bir dönem olduğunu belirten Ejderoğlu, Petkim, Tüpraş, İskenderun Demir-Çelik Fabrikaları, Seydişehir Alüminyum Tesisleri, gübre, çimento ve şeker fabrikalarının bu dönemde kurulduğunu ifade etti. 1980 yılından sonra ise ihracata dayalı bir büyüme için 4 kalkınma planı hazırlandığının altını çizen Ejderoğlu, “Ancak AK Parti iktidarı döneminde hazırlanan 8’inci, 9’uncu ve 10’uncu kalkınma planlarında yalnızca hedefler saptanarak, sorunlar ortaya konularak, strateji ve vizyona ilişkin görüşler belirtmiştir. Bu yüzden küresel rekabete entegrasyonun koşulları değerlendirilmemiş, kalkınma planlarının yaptırım gücü oluşmamış, yönlendirici rolü gerçekleşmemiştir” diye konuştu. 

SORUNLARA ÇÖZÜM ÜRETEMEZ! 

2023 vizyonunu taşıması hedeflenen 11’inci Kalkınma Planı’nın 10’uncu planın gerçekleştirilemeyen hedeflerinin yarısını hedefleyerek hayal kırıklığı oluşturduğunu söyleyen Ejderoğlu, “Milli geliri 2023 yılında 2 Trilyon dolara çıkmasını hedefleyen iktidar, 11’inci Kalkınma Planı’nda ise bu hedefi 1,08 trilyon olarak küçültmüştür. Kişi başına düşen milli gelirin 2023’te 25 bin dolara yükseltilmesi hedefi de 12 bin 244 dolar olarak revize edilmiştir. 10’uncu Kalkınma Planı’nda 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi, 11’inci Kalkınma Planı’nda 227 milyar dolar olarak güncellendi. Sadece bu üç gösterge bile hedeflerin bir kaynağa, bir tasarruf modeline ve bir yatırım heyecanı uyandıracak ortama göre düzenlenmediğini göstermektedir. Yatırım ortamı desteği, tersine beyin göçü ve kaynak paketi içermeyen bir planlama en temel sorun olan işsizliği de aşağı çekmekte zorlanacaktır. Dış yatırımları cezbedecek, girişimcileri heyecanlandıracak demokratik ortam ve şeffaflık düzeyi yükseltilmeden 11 değil, 111 kalkınma planı da hazırlansa sorunlara çözüm üretemez” dedi.