Dünya’daki Gelişmeler ve 50.Yılında Milli Görüş | Saadet Partisi
 
   

Dünya’daki Gelişmeler ve 50.Yılında Milli Görüş

03.6.2020

Dünya’daki Gelişmeler ve 50.Yılında Milli Görüş

Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, ESAM(Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi)’da Dünya’daki Gelişmeler ve 50.Yılında Milli Görüş konulu konferansta konuştu.

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi(ESAM)’nin haftalık olarak çarşamba günlerinde düzenlediği konferansın bu haftaki konuşmacısı Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu oldu.

‘Dünya’daki Gelişmeler ve 50.Yılında Milli Görüş’ konulu konferansıyla Temel Karamollaoğlu, ESAM Çarşamba Konferanslarının bu sezonki son konuğu oldu.

Karamollaoğlu konuşmasında; “Fikir farklılıkları olabilir,  zaman içinde bir takım politikalar değişebilir. Milli Görüş 1969 yılında siyasi hayata adım attı. Erbakan Hocamızın siyasi hayata adım atması, bağımsızlar hareketini başlatmasıyla oldu. Tam elli yıl geçti. Erbakan Hocamız hayattan ayrıldı. 1969 yılı dünyası çok farklı bir dünyaydı, bugün daha farklı bir konumda bulunuyoruz. Şartlar çok değişti.” dedi.

Milli Görüş’ün temel ilkelerinin önemine vurgu yapan Karamollaoğlu; “Dünya elli sene önceki dünya değil, çok daha farklı bir dünya. Biz bu dünyanın içinde varlığımızı devam ettireceksek bugün yaşadığımız sıkıntılara karşı tedbir almakla mükellefiz. Şu anda güçlü gözüken ülkelerin dışındaki ülkeleri etki altına alabilecek, insan haklarını kamil manada koruyabilecek hiçbir ülke yok. İşte biz ellinci yılda Milli Görüş dediğimiz zaman temel ilkelerimize dönme ihtiyacını bunun için elzem görüyorum.” diye konuştu.

Milli Görüş Hareketinin nasıl bir dünya hedeflediğini de anlatan Karamollaoğlu; “Bu hareketi Allah rahmet eylesin Erbakan Hocamız başlatmıştı. Temelinde sadece bizim memleketimiz için değil, içinde yaşadığımız dünyada barış ve huzurun olabilmesi için hepimizin gayret göstermesi gerektiği inancı yatıyordu. Bunun sağlanabilmesi bir takım prensiplerin sadece kabulü  değil hayata geçmesiyle sağlanabilecekti. Bunun başında tekebbür olmayacaktı. Hiçbir ülke ben sahip olduğum ekonomik güçten dolayı veya sosyal yaşantıdan dolayı başkalarına nazaran daha üstünüm demeyecekti. Mahkemelerde siyahsın, beyazsın, Hıristiyansın, Müslümansın gibi bir yaklaşım olmayacak, çifte standart uygulanmayacaktı. Hiçbir ülkeye baskı ve zulüm yapılmayacaktı. İnsan hakları ve demokrasi kamil manada yaşanacaktı. Sömürü olmayacaktı.” dedi.

İŞTE GENEL BAŞKANIMIZ KONUŞMASININ TAMAMI