“Türkiye’nin Geleceği İçin Çare Var” Konferansı | Saadet Partisi
 
   

“Türkiye’nin Geleceği İçin Çare Var” Konferansı

03.6.2020

“Türkiye’nin Geleceği İçin Çare Var” Konferansı

Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, Ankara İl Teşkilatı’nın düzenlediği ‘Türkiye’nin Geleceği İçin Çare Var Konferansı’nda dünya ve ülke gündemine ilişkin önemli tespitlerde bulunarak, çarenin ne olduğunu paylaştı. STK, iş dünyası, siyasi parti temsilcileri, düşünce kuruluşları ve medya temsilcilerinin katıldığı vizyon toplantısı Meyra Palace Otel’de düzenlendi. Program, Saadet Partisi Ankara İl Başkanı Fatih Beyazıt’ın açılış konuşmasıyla başlarken, Genel Başkan Karamollaoğlu ise, ‘Türkiye’nin Geleceği İçin Çare Var’ konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Ekonomik gücü elinde bulunduran devletlerin zengin kaynakların bulunduğu bölgeleri adeta istila ettiğini hatırlatan Karamollaoğlu, aynı zamanda stratejik bölgelere de göz diktiklerini belirtti.

Türkiye’nin ekonomisinin içler acısı olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, mevcut iktidarın 90 yıllık birikimi haraç mezat sattığını belirterek, “Bu dengenin, düzenin tekrar sağlanması lazım. Bu düzen değişmediği sürece her sene cari açık daha da artacak.  Şimdi ülkede, devlet, işçi, esnaf, işveren vatandaş herkes borçlu. Şirketler bir bir konkordato ilan ediyor, alacaklarını alamadıkları için. Bu birbiriyle bağlantılı, böyle böyle en sonunda devlet konkordato ilan etmek zorunda kalacak” dedi.

GÜÇLÜ OLAN STRATEJİK NOKTALARA DA GÖZ DİKİYOR

Dünya haritası üzerinden ülkelerin ve bölgelerin özellikleri hakkında bilgiler veren Karamollaoğlu, “Şuanda ekonomik gücü elinde bulunduranlar, zengin kaynakları elinde bulundurmak için kaynakların bulunduğu bölgeleri adeta istila ediyorlar. Güçlü ve gelişmiş devletler aynı zamanda stratejik noktaları da ellerinde bulundurmak zorundalar. Mesela, Cibuti, Süveyş Kanalı, İstanbul ve Çanakkale Boğazı, Cebeli Tarık vb. stratejik noktalar her zaman ekonomisi güçlü devletlerin iştahını kabartmıştır” dedi.

BORÇ MESELESİ TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ MESELESİDİR

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu değerlendiren Karamollaoğlu, “Şimdi ülkede, devlet, işçi, esnaf, işveren vatandaş herkes borçlu. Şirketler neden konkordato ilan ediyor? ‘Alacaklarım borçlarımı karşılar ancak alacaklarımı alamıyorum’ diyor. Hâl böyle olunca borçlarını ertelemek için konkordato ilan ediyor. Ancak bu, birbiriyle bağlantılı bir durum çünkü başka bir şirket de ondan alacağını alamadığı için konkordato ilan edecek.  Böyle böyle en sonunda devlet konkordato ilan etmek zorunda kalacak. Maalesef borç meselesi şuanda Türkiye’nin en önemli meselesi” dedi.

ÜLKENİN BİRİKİMLERİ HARAÇ MEZAT SATILDI

Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

“90 yıllık birikim hepsi haraç mezat satıldı. Bu dengenin, düzenin tekrar sağlanması lazım. Üretimin artırılması, teknoloji ve sanayiye ağırlık verilmesi gerekir. Biz ülke olarak şimdi üretimi bırakıp dışarıya bağımlı hale geldik. Bu düzen değişmediği sürece her sene cari açık daha da artacak eğer gereken tedbirler alınmazsa. Bütçe açığı günden güne artıyor. Bu da vatandaşa ek vergi olarak yansıyor. Önümüzdeki sene vergiler daha da artacak çünkü bütçe açığının 120 milyar TL olması öngörülüyor. Tabi üretmezsen nasıl ayakta kalacak devlet? Vatandaştan aldığı vergilerle. Bu da dolayısıyla vergileri hep katlayacak.”

İSRAF ÖNLENİRSE 60 MİLYAR TL’LİK BİR BÜTÇE DOĞAR

Türkiye’yi’ zayıflatan iki temel unsurun yolsuzluk ve israf olduğunu kaydeden Karamollaoğlu şunları kaydetti:

“Sadece israf ve yolsuzluğu önlersek 50-60 milyarlık bir ek bütçemiz olurdu. Maalesef israfa ve yolsuzluğa harcadığımız para çok büyük miktarda. Bu iki hortum kesilirse bile çok güzel hizmetler yapılabilir. Çiftçi, vergi ve mazot gibi yüklerin altında ezilmiş durumda. Ürettiğini hak ettiği değerden satamıyor. Devlet de destek vermiyor. Sanayici şu an perişan durumda. Sanayicinin elindeki paraya göz dikerseniz sanayici yeni yatırım yapamaz. Güney Kore bile 2 tane markasıyla hem dünya çapında üne kavuştu hem de hatırı sayılır bir ekonomiye sahip oldu. Peki, bir düşünün bizim var mı böyle bir markamız? Fındık var onun da fiyatını bizden fındığı alan İtalya belirliyor. Güçlü ekonomi bir numaralı hedef olmalı. Bunu başardığımızda vatandaşımız kazanacak.”

DOST-DÜŞMAN AYRIMINI İYİ YAPMALIYIZ

Türkiye üzerinde bazı oyunların oynandığını kaydeden Karamollaoğlu,“Bu oyunlar oynanırken, bizim de dostumuzu düşmanımızı iyi seçmemiz gerekiyor. Eğer dost-düşman ayrımı yapamazsak amiyane tabirle çuvallarız. Dış politikadaki istikrar bir ülkenin istikrarını ve gücünü ortaya koyar. Türkiye’nin üzerinde oynanan oyunlardan ancak ve ancak iyi bir dış politika ile üstesinden gelinebilir. Aksi mümkün olmaz” diye konuştu.

BUNLAR OLMADAN ÜLKEYİ YAŞANABİLİR HALE GETİREMEZSİNİZ

Karamollaoğlu, problemlerin çözümünü ise şöyle sıraladı:

“Adaletin tesisidir. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Adalet özgürlüklerin ve güvenliğin de tesisidir aynı zamanda. Planlı ve programlı çalışmak. Liyakat en önemli kriterdir. Partizanlıktan uzak durulmalı. İstişare olmazsa bu problemleri çözemeyiz. Yolsuzluk, rüşvet ve iltimasa fırsat vermemek. İsrafı önlemek. Ve toplumun bütün kesimleriyle diyalog halinde olmak. Bunlar olmazsa siz bir ülkeyi yaşanabilir hale getiremezsiniz. Dünyadaki dönüşüm ve değişimle de kesinlikle mücadele edemezsiniz.”

BEYAZIT: TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN ÇARE VAR!

Saadet Partisi Ankara İl Başkanı Fatih Beyazıt ise, “Biliyoruz ki, zor ve meşakkatli bir dönemden geçiyoruz. Ülkemiz ve coğrafyamız adeta bir ateş çemberinin içerisindedir. Bu çemberin içinde kalan ülkemizi yönetenler, bu ateş çemberinden kurtulmak hatta bu ateşi söndürecek su olmak yerine maalesef kısır tartışmalar, suni gündemler ve vizyonsuz projelerle zaman kaybediyor. İçeride ve dışarıda gereksiz kavgalara ve ayrılıklara sebep oluyor. Dün yapılması gerekenler yapılmadığı, atılması gereken adımlar atılmadığı için bugün bu sıkıntılarla karşı karşıyayız. Bu sebeple yarınından umutsuz bir toplum haline getirildik. Diyoruz ki; çare var! Türkiye’nin geleceği için çare var” dedi.