Ahlak Krizi Yaşıyoruz!

30.9.2020

Ahlak Krizi Yaşıyoruz!

Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan krize değinerek; Ermenistan’ın saldırgan tavrını kınarken, Azerbaycan’ın da yanında olduğumuzu vurguladı.

Ekonomideki gelişmelere de değinen Karamollaoğlu, Ekonomi ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın döviz ile ilgili yapmış olduğu açıklamaları sert bir dille eleştirerek; “Ekonomiden Sorumlu Bakan 'dolar umurumda bile değil' diyebiliyor, doların fiyatının neden yükseldiğini soran muhabire 'sen ücretini dolarla mı alıyorsun' diyebiliyor. Doları umursamıyor, doları umursamayınca; borcu umursamıyor!” dedi.

ATV ekranlarına yansıyan ve büyük bir tartışma konusu olan malum programa da değinen Karamollaoğlu; “Televizyon programlarında, vatandaşın gözünün içine baka baka, en adi, en aşağılık görüntüleri seyrettirenlere karşı gıkınız çıkmıyor! “ dedi.

 

İşte Genel Başkanımızın Basın Toplantısının Satır Başları;

Azerbaycan ve Ermenistan Arasındaki Kriz

Kıymetli basın mensupları; bugün basın toplantımıza Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan krize değinerek başlamak istiyorum. Öncelikle Ermenistan’ın, Azerbaycan'a karşı gerçekleştirdiği saldırıları üzülerek karşıladık, elbette kınıyorum. Eğer Ermenistan, bu coğrafyada huzur ve barış istiyorsa; arkasına aldığı emperyalist güçlere güvenerek ortaya koyduğu bu saldırgan tavrı bir an önce sona erdirmeli ve işgalci zihniyetinden vazgeçmelidir.

Burada Azerbaycan’ın gösterdiği cesareti ve adımları da takdir ediyorum. Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği desteği de tebrik ediyorum. Türkiye, içinde bulunduğumuz coğrafyada itidalle hareket etmelidir; ama gerektiği yerde üzerine düşen vazifeyi yapmakta tereddüt göstermemelidir.

Peki, Ermenistan’ın saldırısı nereden kaynaklandı? Nasıl oldu da böyle bir saldırıya kalktı? Kimler Ermenistan’ı kışkırttı? Buna baktığımız zaman; ben şahsen, coğrafyamızda meydana gelen hadiselerin arka planında genelde BOP’un yattığına inanıyorum. "Azerbaycan nerede, BOP nerede" demeyelim. Çünkü; bu çatışmalar, bu bölgedeki ülkeleri birbirleri ile kavgalı hale getiriyor. Bizim etrafımız ateş çemberi ile kuşatıldı; bunu iktidarın da, diğer ülkelerin de dikkate alması gerekir.

Ermenistan-Azerbaycan Krizi ve Çözüm Önerilerimiz

Burada bölgemizde yaşanan bu sıcak mesele ile ilgili sorun tespiti ve çözüm önerilerimizi şu şekilde sıralamak istiyorum.

            -Güney Kafkasya, bu bölgede yeni bir çatışma alanı yapılmamalıdır.

            -Ermenistan, birilerinden cesaret alarak hareket etmektedir. Bu tavırlarından süratle vazgeçmelidir. Bu bölgedeki bir ateş, en başta Ermenistan'ı yakar.

            -Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sorunun çözümü için kurulan ABD, Rusya ve Fransa’nın başını çektiği 'AGİT Minsk Grubu', sorunu çözmeye odaklanmalıdır. Ne yazık ki uyuyorlar! Bu bölgedeki problemlerin çözümünde bugüne kadar katkı sağlamalıydılar. Umarım Minsk Grubu, kendinden bekleneni yapar.

            -Son olarak; bölgemizde yaşanan bu gerginlik bahane edilerek, Türkiye’de yaşayan Ermeni vatandaşlarımıza karşı herhangi bir menfi tutum kesinlikle sergilenmemelidir. Çok ama çok dikkatli davranılması gerektiğini hatırlatmayı bir vazife olarak görüyorum Ermeni vatandaşlarımız bize emanettir; Ermenistan’daki hadiselerden dolayı, onlara karşı tavır sergilemek doğru değildir. Geçmişte biz, çok acı hadiseler yaşadık…

 

Kurtuluş Reçetesi Saadet Partisi'dir

Bugün ülkemiz ve bütün insanlık büyük bir krizin içerisindedir.

Ülkemiz;

-Adalette tıkandı…

Adalete güven kalmadı, meydanlarda 'adalet var' demek; hiçbir mana ifade etmez. Vatandaş, adaletsizliği yaşayarak görüyor. AYM’yi bile karşınıza alacaksınız, sonra diyeceksiniz ki; "ülkemizde adalet var." Sn. Adalet Bakanı, yaptığı çıkışlarla bazen yüreğimize su serpiyor; bunu da söylemeyi bir görev biliyorum. Ancak şunu unutmayalım; bugünkü şartlarda Sn. Adalet Bakanı’nın değil; Sn. Cumhurbaşkanı’nın bir imzası, bütün hakimlerin tarumar edilmesine yetiyor.

İçişleri Bakanı’nın, AYM başkanını tenkit ederken; “yiğitsen, bisikletle işine git gel" demesini hayretle karşıladım! Bir İçişleri Bakanı diyor ki; "sana özel koruma vermezsem, hayatın emniyette değil; çünkü ben, Türkiye’de emniyeti sağlayamıyorum." Kendisi diyor bunu!

-Ekonomide;

Ekonomi kontrolden çıktı! Bunun en büyük işareti; Ekonomiden Sorumlu Bakan, "dolar umurumda bile değil" diyebiliyor, doların fiyatının neden yükseldiğini soran muhabire "sen ücretini dolarla mı alıyorsun" diyebiliyor. Doları umursamıyor, doları umursamayınca; borcu umursamıyor! Tamam da muhterem arkadaşlarım; bizim ekonomimizde, borçlarımızın çoğu dolar üzerinden; 430 milyar dolar! Bu neyi gösteriyor? Hakikaten Türkiye, bir kaosun içine sürüklendi; iktidar ise kaosun boyutlarından bile bihaber!

Baktığınız zaman; işsizlik fiili olarak 10 milyonun üstünde. Ekonomide süratle kaynak bulmak için; israf terk edilmeli, üretim dışı hizmet yatırımları durdurulmalı, tarıma ve sanayi yatırımlarına destek verilmelidir.

-Eğitimde;

Eğitimde hâlâ sıkıntı devam ediyor. Bina inşa ederek, tablet dağıtarak, eğitimde bir merhale katedeceğimizi zannetmişlerdi, hâla zihniyet değişmedi. Ama bugün şunu gördük ki; dağıttıkları tabletler yetersiz!

Uzaktan eğitim dediğiniz zaman; evde çocukların dersleri takip edeceği cihazlara ihtiyaç var. Evde 3 çocuk varsa; 3 farklı TV lazım, mutlaka tablet, bilgisayar gerekiyor. Şu anda vatandaşın büyük bir sıkıntısı var, vatandaş bunu karşılayamıyor; devlet, bunu karşılamak zorunda.

Biz, bu konuda bir çalışma yaptık ve kamuoyu ile paylaştık. Eğitimde memnuniyetsizlik %60-70'in üzerinde; öğretmen de, veli de, öğrenci de memnun değil! Bunu düzeltmek, inatlaşmak ile olmaz.

-Dış Politika;

Bir başka önemli konumuz dış politika. Ne yazık ki; dış politikada yalnızlaştık. İlk hataları; ABD’nin, Irak işgaline destek vermek oldu, ondan sonrası çorap söküğü gibi geldi. Bugün ABD karşımızda, Rusya karşımızda, AB karşımızda. Dış politikada maalesef beklediğimiz neticeleri doğurmadı; Türkiye, şu an bütün dünya ile kavgalı.

 

Adalet Herkese Lazım

Türkiye’de ne yazık ki; adalet mefhumu zedelendi! Kobani olayları, 2014 yılında meydana geldi. O günden bugüne seçimler geçmiş, iktidarın gıkı çıkmamış; şimdi aradan 6 sene geçtikten sonra, beraat etmiş insanları bile toplayarak, kendileri bir terör havası estiriyorlar.

Maalesef herkes, endişe içinde muhterem arkadaşlar; böyle bir havada, ülkemizde huzur olabilir mi? İnsanlarımız, iktidara, iktidarın tavrına ve adalete güvenmiyor.Bugün muhakkak ama muhakkak, adım atılması icap eder; söz yetmiyor. Herkes yaşadığı ile, tecrübe ile karar veriyor; yoksa bu kadar kargaşa kendiliğinden meydana gelmez.

 

Bugün İçinde Bulunduğumuz En Büyük Kriz; Ekonomi

Muhterem arkadaşlar, bugün içinde bulunduğumuz en büyük kriz; şüphesiz ekonomidir. Ekonomide, tren raydan çıktı; ama ne yazık ki bu durumun önüne hiçbir şekilde geçilemiyor.

            - Son bir yılda 1 milyon 981 bin kişi işini kaybetti.

            - Dış borçlar için ödenen faiz 178 milyar dolara çıktı.

            - Banka kredilerinde yıl başından bu yana 841 milyar liralık artış oldu.

            - Dolar 7.85 lirayı gördü

            - Euro 9.17 lirayı gördü

            - 200 TL’lik banknot, 2009'da tedavüle çıktığı zaman; değeri 131 dolardı. Bugün ise; 200 TL, 25 dolara tekabül ediyor.

Bu arkadaşlar, 'faizci kapitalist model uyguluyor' ekonomide. Vatandaşa; "faizin karşısındayım" diyerek, MB Başkanı'nı faizleri düşürmedi diye ihraç edeceksiniz; yeni gelen başkanla faizleri arttıracaksınız. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Biz, elbette faizsiz sistem oluşmasını arzu ederiz. Ama bu, şuna benzer; bir adam alkolikse, adama; "hemen bırak şu alkolü, bugün" diyemezsin. Dersen; adam komaya girer, ölür. Niye? Vücut, o zehre alışmış. Bugün gelinen noktada; Sayın Bakan'ın açıklamaları bizi endişelendiriyor, "ya bakmayın siz dolara" diyen insan, bu ülkenin ekonomisini yönetemez!

 

Algı İle Ekonomi Düzelmez

Algı operasyonları ile ekonomi düzelmez! Neymiş; "efendim biz, 300 fabrika açtık Antep’te…" Gülelim mi, ağlayalım mı? Bu bilgileri kim veriyor Sn. Cumhurbaşkanı’na? Bir fabrikaya, bir makine alınmışsa; onu da yeni yapılmış bir tesis gibi göstermeye kalkıyorlar! Keşke 300 fabrika üretime geçirilmiş olsaydı. Bu algı operasyonları, derdimize derman olmaz! Sizin en temel probleminiz; zihniyetiniz yanlış! Eğer ekonomiyi gerçekten toparlamak istiyorsanız; öncelikle zihniyet değişikliğine gitmeniz lazım.

 

Ahlak Krizi Yaşıyoruz

Kıymetli arkadaşlar; ekonomik olarak içinde bulunduğumuz sıkıntıların yanında, ne yazık ki çok büyük bir ahlaki kriz ile karşı karşıyayız.  Televizyon programlarında, vatandaşın gözünün içine baka baka, en adi, en aşağılık görüntüleri seyrettirenlere karşı gıkınız çıkmıyor!

Bu programlar toplumun çöktüğünün işareti! Emin olun; bu programlar Avrupa’da yayınlanmaz. Toplumun tamamını zehirliyorsunuz! Bir TV kanalında, 'Pelikan' adı geçti diye o kanala ceza kesiyorsunuz; ama bu programlar sizin kanallarınızda diye gıkınız çıkmıyor! Bu kadar rezilliğin, Türkiye’nin tamamına gösterilmesine nasıl rıza gösterirsiniz?

 

Bu Ülkede İki Anlayış Var

Bu ülkede iki özgürlük anlayışı var;  iktidar destekçilerine verilen özgürlük ile muhalefet edenlere verilen özgürlük aynı değil! Bu ülkede iki hukuk anlayışı var; iktidar yanlıları, her türlü ifade, iftira ve hakaret hakkına sahip; muhalefet edenlerin, neredeyse ağzını açması bile yasak!

Bu ülkede iki ekonomi anlayışı var; sarayın ekonomisi, vatandaşın ekonomisi! Siz, elbette sarayda ejder meyveli kokteyl içebilirsiniz; ama vatandaş şerbet içmekte bile zorlanıyor.  Bu çifte standartlı zihniyet ile de bu ülkenin sorunlarının çözülmesi mümkün değildir!