EKONOMİ POLİTİKALARI MİLLETİN CANINA TAK ETTI

07.6.2022

EKONOMİ POLİTİKALARI MİLLETİN CANINA TAK ETTI

Genel Başkan Yardımcımız Şerafettin Kılıç haftalık basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. 
 
 
"Değerli Arkadaşlar
 
Basınımızın güzide mensupları,
 
Ekranları başında bizleri izleyen kıymetli seyirciler, hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. 
 
Bugün düzenlemiş olduğumuz basın toplantısının, ülkemizin içerisinden geçmekte olduğu karanlık günlere bir ışık olmasını temenni ediyorum.
 
 
Önce Ahlak ve Maneviyat
 
Bakınız, ülkemiz gelen günün, geçen günü arattığı zorlu bir sürecin içerisinden geçmekte. Bir yanda ekonomik krizin getirdiği zorluklar, diğer yanda, her alanda yaşanan sosyal infial, ülkemizin acı bir gerçeği olarak karşımızda durmaktadır. 
 
Kamuoyuna yansıyan dehşet verici haberler, yoksulluğun artması ile tetiklenen gayr-i ahlaki hareketler hepimizin malumu. 
 
Biz Milli Görüş Hareketi ve onun temsilcisi Saadet Partisi olarak, niçin yarım asrı aşkın bir süredir, önce ahlak ve maneviyat diyoruz bugünlerde çok daha net bir şekilde anlaşılmaktadır.
 
Çünkü biz, yaşanabilir bir Türkiye’nin kurulması için, ahlak ve maneviyatın da maddi refahla birlikte yükseltilmesi gerektiğine inanan ve bu inancı deklare eden tek ve yegane siyasi hareketiz. 
 
Gençliğimizin ve toplumun ahlakı her geçen gün gerilemekte, uyuşturucu başta olmak üzere zararlı alışkanlıklar, nesillerimiz arasında yayılmaktadır. 
 
Buna dur demenin yolu ise az önce söylediğim gibi ahlak ve maneviyat öncelikli bir siyasi anlayışın iş başına gelmesi, Saadet Partisi kadrolarına yetki verilmesidir. 
 
Rakamlarla Oynama Kurumu 
 
Değerli arkadaşlar…
 
Ahlak ve maneviyatın öncelenmesinin yanı sıra, üzerinde durduğumuz bir başka önemli konu ise kalkınmış, müreffeh, Yaşanabilir bir Türkiye’nin inşa edilmesidir.
 
Bakınız çok derin bir ekonomik krizle karşı karşıyayız, bir market arabasının sadece temel ihtiyaç maddeleri ile 1000 liralar civarında dolduğu günlerden geçmekteyiz. 
 
Un, Yağ, Çay, şeker, süt, akaryakıt, bebek bezi ve maması gibi her kalem üründe, ardı arkası kesilmeyen zam sarmalına girmiş bulunmaktayız. Buna rağmen ekonomide, doğru politikaları ortaya koyabilmemiz ve yolumuzu bulabilmemiz için, rakamları ile farlarımız olması gereken TÜİK, adeta karartma yapmakta, milletimizi şüphe içinde bırakmaktadır.
 
Mayıs ayı enflasyon rakamları hepimizin malumu: TÜİK’e göre, mayısta enflasyon aylık bazda yüzde 2,98, yıllık bazda ise yüzde 73,50 artış gösterdi. Bu rakamların açıklandığı süreçte ise, TÜİK’te önemli görevlerdeki isimlerin istifaları kamuoyuna yansıdı. Yine 20 kadar bölge müdürü değiştirildi.
 
Milletin cebi yanarken açıklanan bu rakamlar, yaşanan istifa ve atamalar, hepimizin zihninde soru işaretlerine sebep olmakta. Yaşanan kötü ekonomik gidişatın iktidarı Rakamları Oynama Kurumu ihdas ettiğini göstermektedir. 
 
Ekonomiyi düzeltemeyen arkadaşlarımız, algıyı düzeltmeye çalışmaktadır. 
 
Ama ne kadar algıyla oynarlarsa oynasınlar, işsizlik ortada, açlık yoksulluk sınırı ortada, her gün gelen zamlar ortada, kepenk açamayan esnafımız, asgari ücretle ay sonunu göremeyen işçimiz, Afrika standartlarında yaşayan emeklimiz ortada. 
 
İktidarın ekonomi politikaları milletin canına tak etti. 
 
Çare ve çözüm belli; üretime dönük yatırımları arttıracağız. 
 
İstihdam artırıcı yatırımlara öncelik vereceğiz.
 
Tarım ve hayvancılığı teşvik edeceğiz.
 
Yolsuzluk ve yoksulluk düzenini ortadan kaldıracağız.
 
İnsanımızın yarınından endişe etmediği, çocukları için mutlu ve müreffeh bir yaşam sürebilme imkânına sahip olduğu bir ekonomi kuracağız.
 
Gençlerimizi yabancı kapılarına mecbur ve mahkum etmeyeceğiz.
 
Ve Allah’ın izni ile milletimizin insanca yaşama sahip olduğu bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. 
 
Edep Ya Hu!
 
Değerli arkadaşlar; 
 
Az önce sizlere ülkemizin konuşulması ve çözülmesi acil olan, gerçek gündemini dile getirdim. Bu milletin sırtındaki yük arttıkça, dikkatleri farklı yere çekme çabası da aynı oranda artmaktadır. 
 
Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın son günlerde basına verdiği demeçlerde ortaya koyduğu üslup, bunun bariz bir örneğini yansıtmaktadır. Bir Cumhurbaşkanı olarak, halkını kucaklamak ve kuşatmakla sorumlu bir zatın kullanmış olduğu üslup ve kelimeler ise dehşet vericidir. 
 
İnsanlara karşı hakaret ederek, sorunları çözme iradesi ortaya koyacağını zannedenler yanılıyorlar. Bu üslup, ancak milletimizi kutuplaştırır, farklı siyasi görüşlere sahip insanlarımızın birbirine olan düşmanlığını arttırır. 
 
Siyasetin de ötesinde, bizim kadim değerlerimiz ile, bu üslup kesinlikle uyuşmamaktadır. Bakınız ne diyor Ziya Paşa: “Üslûb-û beyan aynıyla insan.” Yani konuşma üslubu, kişinin kendisini yansıtır. Ya da kab içinde ne varsa onu sızdırır.
 
Bu sebeple, biz her daim edebi önceleyen bir yaklaşımla üslubumuzu belirlemek zorundayız. Bu konuda, siyasi tarihimizin en müstesna isimlerinden birisi olan merhum liderimiz Necmettin Erbakan’ı da rahmetle anmak istiyorum. 
 
En zor ve sıkıntılı günlerde dahi üslubunu hiçbir zaman bozmadı, milletimizi, birbirine düşman edecek bir söylemin içerisine asla girmedi.
 
Hapis yattı, siyasi yasaklar gördü, partileri kapatıldı ama o bir kere bile bu milleti incitmedi. Kendisine en büyük haksızlıkları yapanları dahi affetti.
 
Refah Partisi kapatıldığı gün dahi üslubunu bozmamış; "Bu karar tarihin akışı içerisinde basit bir noktadır.” diyebilmiştir. 
 
Erbakan hocamızın bu üslup ve edepli duruşu, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere herkese örnek olmalıdır. 
 
Sözlerimi Yunus’un şu dizeleri ile bitirmek istiyorum: 
 
Girdim ilim meclisine
 
Eyledim kıldım talep
 
Dediler ilim geride
 
İlla edep illa edep…"