BU ALÇAK SALDIRI RUTİN İFADELERLE GEÇİŞTİRİLEMEZ
17.11.2022
BU ALÇAK SALDIRI RUTİN İFADELERLE GEÇİŞTİRİLEMEZ
Partimiz Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Bugün hâlâ terörü konuşuyorsak, yıllarca evvel yapılan ve bugün hâlâ tekrar edilen hatalar görmezden gelindiği içindir.” dedi.
Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, parti binamızda düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına İstiklal Caddesi’nde meydana gelen ve Türkiye’yi yasa boğan patlama sonrasında hayatını kaybeden vatandaşların yakınlarına baş sağlığı, yaralananlara ise geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan Genel Başkanımız, “Hepimizi derinden sarsan hain saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralı vatandaşlarımıza, değerli İstanbullulara ve aziz milletimize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Yaralılara sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Emzikli bebekleri dahi hedef alan terör örgütlerini, siyaset ile şiddet ve terör mefhumlarını birlikte düşünenleri, buna alet olanları ve tüm işbirlikçilerini lanetliyorum” dedi.
“Bu Alçak Saldırı Rutin İfadelerle Geçiştirilemez”
Terör ile insanlığın, şiddet ile vicdanın, patlama ile siyaset kelimelerinin aynı cümle içerisinde kullanılır hale gelmesinin bile acı verici ve kabul edilemez bir durum olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, öncelikle ama'sız ve fakat'sız herkesin bunu böyle bilmesi ve böyle kabul etmesi gerektiğini, ardından da, kamuoyunun zihninde oluşan tüm soru işaretlerinin giderilmesi gerektiğini söyledi.
Sınır güvenliğinden, aksayan istihbarat ve emniyet zafiyetine kadar her sorunun mutlaka cevaplandırılmasının önem arz ettiğine dikkati çeken Genel Başkanımız Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
“Teröristlerin ayakkabı numaralarını dahi bildiklerini iddia edenler, bu hain saldırıyı gerçekleştirenlerin kim olduğunu da herhalde biliyorlardır, bilmeleri gerekir. ‘Mesaj alındı’ cümlesini kuranlar, hangi mesajları aldıklarını ve bunun karşılığında hangi adımları atacaklarını ne zaman açıklayacaklar? Elbette insanlarımızın zihninde daha çok soru ve ayrıntılar var; ancak bu ifade ettiğim konular aydınlatılması ve cevaplarının tatmin edici şekilde verilmesi gerekir. Zira bu alçak saldırı, ‘hesabını soracağız’, ‘en ağır şekilde karşılık vereceğiz’ gibi artık sıkça tekrarlanan rutin ifadelerle ve klasik açıklamalarla geçiştirilemez.”
“Bütüncül Bir Bakışla Tedbirler Alınmalıdır”
Bu konuda hem kamuoyunun sağlıklı bir şekilde aydınlatılması hem de tekrar tekrar böylesine acıların yaşanmaması için bütüncül bir bakışla tüm tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Genel Başkanımız, “Meselelere bütüncül bakabilmek olmazsa olmazdır. Zira terör; dış politika, adalet, eğitim ve ekonomiden bağımsız düşünülemez. Bu konuların herhangi birindeki zafiyet, bir diğerini etkilemekte; bir yerde yapılan bir yanlış, diğer tüm sonuçları etkilemektedir. Bugün hâlâ terörü konuşuyorsak, yıllarca evvel yapılan ve bugün hâlâ tekrar edilen hatalar görmezden gelindiği içindir. Bugün canımız bir kez daha yandıysa, 2000'li yılların başında Irak ve Afganistan'a ABD müdahalesine yeşil ışık yakanların ve BOP'a figüran olanların hatalarının sonuçlarındandır. İstanbul'un kalbinde bombalar patlıyorsa hâlâ, bunlar Suriye'ye düşen bombalardan bağımsız düşünülemez.” ifadelerine yer verdi.
Şahsiyetli bir Dış Politika
Eğitim alanında yapılan küçük bir hatanın, diğer tüm alanlarda büyük problemlere neden olacağını ifade eden Karamollaoğlu, şöyle devam etti:
“Adalet duygusunu zedeleyecek en ufak hareket, telafisi mümkün olmayan acılara sebep olur. Ekonomide düzeltilmeyen bir problem, tahmin etmeyeceğiniz zincirleme sıkıntılara yol açar. Dış politikada şahsiyetli bir duruştan verilecek en ufak taviz ise sadece ülkemizi değil, bölgemizde ve yeryüzü üzerinde milyonlarca insanı olumsuz etkileyecek kadar kritik gelişmelere sebebiyet verir. Bu nedenle biz; adalet derken, sadece mahkemelerde davaların doğru ve çabuk sonuçlanmasından bahsetmiyoruz. Ekonomi derken, sadece enflasyondan ve döviz kurundan bahsetmiyoruz. Eğitim derken, sadece okul binalarından bahsetmiyoruz. Şahsiyetli bir dış politika derken ise, asla ama asla sembolik fotoğraflardan, boyla posla verilen pozlardan bahsetmiyoruz.”
“Hızlı ve Kalıcı Çözümler Üretmeliyiz”
Hepsinden önemlisi 1969'dan bugüne kadar Saadet Kadrolarının "Önce Ahlak ve Maneviyat" derken, burada oluşacak tahribatın her şeyi etkileyeceğinin bilinciyle söylediklerini belirten Karamollaoğlu, ahlaki ve manevi değerlerin yozlaşmasının adaletsizliğe, eğitimsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, teröre ve dış politikada tavizlere yol açtığını, bundan dolayı da bu konuların asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.
“Altını bir kez daha çizerek ifade ediyorum; meselelerimizi bir bütün olarak ele almalı, hiçbir alanı ihmal etmeden hızlı ve kalıcı çözümler üretmeliyiz. Zira insan bir hedefe kilitlendiğinde ister istemez bir gözünü kapatıyor. Bu nedenle, etrafında olan biteni bir bütün olarak göremez. Bu sebeple dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Aynı anda birden çok hedefe kilitlenmeye ve bir bütün olarak politikalarımızı planlamaya ihtiyacımız var.” diyen Karamollaoğlu, “Bizler, Milli Görüşçüler olarak, Saadet Partisi olarak sorumluluklarımızın farkındayız. Sırtlandığımız yükün ne kadar ağır ve kıymetli olduğunun idraki içindeyiz. Biz, hayatta karşılaştığı her meseleyi ‘seçimde oy getirir mi?’ ölçüsüne vuranlar gibi olamayız!” ‘Terör ile oy kazanmak veya kaybetmek’ kelimeleri aynı cümlede yan yana geldiğinde dahi tüylerimiz ürperir! ‘Bu saldırı kime yarar?’ cümlesini duyduğumuz anda, kan beynimize sıçrar! İnsanların katledildiği bir olay üzerinden seçim hesapları yapıldığında, oy oranları tartıya vurulduğunda hicap duyarız. Biz bu siyasi anlayışı bütünüyle reddediyoruz! Bu sebeple; insan canının, kirli hesaplara rakam olarak yazıldığı çarpık anlayışların canı cehenneme diyoruz! İnsanı, ‘eşref-i mahlukat’ kabul eden inancımız var bizim. Vatandaşlarımız müsterih olsun; kurulan tuzakları bozacak ferasetimiz var bizim! 85 milyonun huzur, barış ve güven içerisinde; ‘İnsanca Yaşam’ süreceği bir Türkiye ahdimiz var bizim! İnanıyoruz ve kararlıyız; Allah'ın izniyle de bunu hep birlikte başaracağız!” şeklinde konuştu.
“Birçok Stres Testinden Birlikte Başarıyla Geçtik”
Bu minvalde Millet İttifakı olarak 6 siyasi parti ile çıkılan yolda kararlılıkla yürüdüklerini dile getiren Genel Başkanımız, “14 Kasım Pazartesi günü, 2. turun 2. toplantısını Deva Partisi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirdik. Başta ev sahibi Sn. Ali Babacan olmak üzere, değerli genel başkanların her birine bu süreçte gösterdikleri hassasiyet, gayret ve nezaket için teşekkür ediyorum. Siyasetin ilkeler üzerinden yapılabileceğini gösterdik. Ülkemiz için, ortak sorunlarımız karşısında ortak sorumluluklarımızı kuşanabileceğimizi gösterdik; bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. 8. ayını geride bıraktığımız bu süreçte karşılıklı gösterilen dikkat ve rikkat, seçime kadar olan süreç ve seçimin ardından yaşayacağımız dönem için topluma güven ve umut vermektedir.
Birçok stres testinden birlikte başarıyla geçtik, yol haritamız ortaya çıktı, yapacaklarımızın alt yapısı da neredeyse bitti emin olun, şimdi işimiz 8 ay öncesine göre çok daha kolay. Önümüzdeki süreçte kişiler üzerinden siyaset yapanlar dahi, ilkeler üzerinden siyaset yapmanın gereğini ve faydasını anlayacaklardır diye ümit ediyorum” dedi.
"Yarının Türkiyesi" için Çalışıyoruz”
6’lı masa olarak tüm enerjilerini daha iyi bir Türkiye oluşturabilmek için harcadıklarını ifade eden Karamollaoğlu, “Gerçi 8-9 aydır hiç usanmadan ‘masa dağıldı, dağılıyor, dağılacak’ diyenler anlar mı bilmiyorum. Zira 9 aydır bu masanın dağılacağını umanlar, bir kez daha hayal kırıklığına uğramışlardır. Biz ise yolumuzda kararlı bir şekilde ilerliyoruz. Hepimizin ortak heyecanı ve ortak motivasyonu, Türkiye’nin geleceğidir. Yarının Türkiye’si için çalışıyoruz ve buradan bir kez daha söz veriyoruz. Yarının Türkiyesi’nde; Herkesin hakkını gözeten adil bir anayasa olacak. Toplumun tüm kesimlerinin huzur, barış ve güven içinde yaşamasını temin edecek bir hukuk sistemi olacak. Fikir, düşünce ve inanç özgürlüğünü mutlak surette teminat altına alan bir hürriyet ortamı olacak. Birilerinin değil, topyekün milletin refahının yükseldiği üretken, yaygın ve güçlü bir ekonomi olacak.” diye konuştu.
“Problemlerimizin Çözümü; İktidar, Zihniyet ve Sistem Değişikliği ile Mümkündür”
Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanının bu masanın belirleyeceği isim olacağını ümit ettiklerini ifade eden Karamollaoğlu, ayrıca bu masa etrafında bir araya gelen siyasi partilerin, parlamento aritmetiğinde de güçlü bir çoğunluk elde ederek, ülkenin problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler üreteceğine inandığını dile getirdi.
Meseleleri bir bütün olarak ele almak mecburiyetinde olduklarını bildiklerini ve buna göre politikalar oluşturduklarını anlatan Karamollaoğlu, “Kısaca, meselelerimizin çözümünün ancak iktidar olma, anlayış, zihniyet ve sistem değişikliği ile mümkün olduğunun farkındayız. Ekonomide enflasyonla, işsizlikle, yolsuzluklar ve yoksullukla mücadele etmek mümkündür; ancak zihniyet değişmelidir. Adaletsizliklerin, haksızlık ve hukuksuzların önüne geçmek mümkündür; ancak önce sistem değişmelidir. Tarımda, eğitimde, sanayide, sağlıkta ve diğer tüm alanlarda problemlerimizin çözümü mümkündür, ancak önce anlayış değişmelidir.” ifadelerini kullandı.
Kararlıyız; Bu Çarpık Düzeni Hep Birlikte Değiştireceğiz
Düzeni değiştirme konusunda kararlı olduklarını ve bu doğrultuda adımlar attıklarını belirten Karamollaoğlu, “Zira kaynak var, imkan var, kadro var; yapılmak istendiği takdirde ihtiyacımız olan her şey var. Ülkemiz oldukça zengin, milletimiz ise fazlasıyla kabiliyetlidir. Sadece iş başına gelenlerin öncelikleri ve tercihleri bu yönde olmalıdır. Hem her şey ‘var’, hem hiçbir şey ‘yok’ duygusunu veren bu tabloyu değiştirmek için, zihniyet değişikliğine ihtiyacımız olduğunu tekrar tekrar söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Aziz milletimizin bu seçimde bu kritik kararı vereceğine inanıyoruz, bunun için de hem seçimlere hem de iktidara hazırlık çalışmalarımızı 7/24 azim ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Saadet Partisi olarak, yeni dönemde üzerimize düşen sorumlulukları bihakkın yerine getirebileceğimize inanıyor; kıymetli vatandaşlarımızın da böyle bir beklenti içinde olduğunu görüyoruz. Kararlıyız; bu çarpık düzeni, bu yanlış zihniyeti hep birlikte değiştireceğiz!” şeklinde konuştu.
Genel Başkanımız, konuşmasının sonunda 30 Ekim Pazar günü gerçekleştirdiğimiz kongre sonrasında teşekkül eden yeni dönem başkanlık divanımızı açıkladı.
Seçime gidilen bu dönemde, Başkanlık Divanında bulunan isimlere, GİK'te görev alan tüm herkese büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Genel Başkanımız, “İl ve ilçe başkanlarımıza varıncaya dek bir bütün olarak seçimlere kadar hakikaten 7/24 çalışmak mecburiyetindeyiz” dedi.
Buna göre;
Saadet Partisi Yeni Dönem Başkanlık Divanı
Genel Başkan Vekilimiz, Ekonomik ve Sosyal İşler Başkanımız; Prof.Dr. Sabri Tekir,
Teşkilat Başkanımız; Mahmut Arıkan,
Siyasi İşler Başkanımız; Cafer Güneş,
Seçim İşleri Başkanımız; Hasan Bitmez,
Tanıtım, Medya ve İletişim Başkanımız; Yusuf Sunar,
STK ve Halkla İlişkiler Başkanımız; Fatih Aydın,
Eğitim Başkanımız; Ersan Bilgin,
Dış İlişkiler Başkanımız; Mustafa Kaya,
Mahalli İdareler Başkanımız; Yılmaz Bayat,
Genel Muhasebe ve Mali İşler Başkanımız; Şerafettin Kılıç,
Hukuk İşleri Başkanımız; Bülent Kaya,
Genel Sekreterimiz; Mesut Doğan,
Parti Sözcümüz; Birol Aydın,
Kadın Kolları Başkanımız; Nurgül Beytiye Ekinci,
Gençlik Kolları Başkanımız; Abdulkadir Karaduman,
Denetçilerimiz ise; Yaşar Canbay, Yakup Budak ve Tacettin Çetinkaya olmuştur.
Karamollaoğlu, Tacettin Çetinkaya’nın aynı zamanda MİLKO'lardan da sorumlu olacağını, ayrıca Mehmet Karaman’ın da Planlama ve Koordinasyonla ilgili görevi yürüteceğini vurgulayarak “Allah, ülkemiz ve partimiz için hayırlara vesile kılsın” diye dua ettiğini söyledi.
“Saadet Partimiz, Problemleri Çözebilecek Anlayışa, Politikalara ve Tecrübeye Sahiptir”
“Arkadaşlarımızın omuzlarında büyük bir sorumluluk var. Ben, bu sorumluluğu bundan önceki dönemde olduğu gibi, bundan sonra da daha büyük bir gayret ve özveriyle yerine getireceklerine inanıyorum” diyen Genel Başkanımız, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Önümüzdeki dönem, artık bu çalışmaların zirveye çıkacağı dönem olacak. Seçime gidiyoruz. En fazla 7-8 aylık bir süre var. Yapılan anketler, Millet İttifakının daha iyi bir gelişme içinde olduğuna işaret etmektedir. Saadet Partimizin, ülkemizin problemlerini çözmekte en etkin politikalara sahip olduğunu bir kez daha söylemeyi görev addediyorum. 50 yılı aşkın bir süreç yaşadı Milli Görüş. Maalesef geçmişte ihtilallerle karşılaştı, siyasi partiler kapatıldı. Bu hareketi başlatan Erbakan Hocamız, birçok kere siyasetten mahkum kılındı ama her seferinde davayı kazandı ve düştüğü yerden ayağa kalkıp koşmaya devam etti. Biz, ondan aldığımız ilhamla; bu davayı neticelendireceğimize inanıyorum. Hepimiz aynı şevk, aynı heyecanla çalışacak ve inşallah hem memleketimizi hem tarihi, kültürel, sosyal bağlarımız olan İslam ülkelerini, hem de bölgemizi ve tüm dünyayı bugün içine sürüklendiği problemlerden kurtaracak anlayışa, politikalara ve tecrübeye Saadet Partimiz sahiptir. Üçü de önemli ama tecrübe bunların başında gelir. Tecrübe olmadan, hangi adımları atacağınız kolay kolay hesap edemezsiniz. Memleketimiz ve insanımız için hayırlı çalışmalara imza atacağımız bir dönem olacağına canı gönülden inanıyor, tüm arkadaşlarıma yüz aklığı ve muvaffakiyetler diliyorum.”