UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ
09.3.2023
UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ
9 Mart 2023 Deprem ve KadınDeğerli basın mensupları, muhterem misafirler, ekranları başındaki kıymetli vatandaşlarımız hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum.
Hayatımın en zor konuşmalarından birini yapıyorum. Acımız ve kayıplarımız çok büyük. Bugün bu acıyı ve kayıpları çok derinden yaşamış kardeşlerimiz bu salonda. Onların yanında konuşmanın çaresizliğini yaşıyorum.
Yaşadığımız felakette 1 ayı geride bıraktık. Acılıyız, hüzünlüyüz. Başımız sağ olsun.
Dualarımızla ve tüm imkanlarımızla milletimizin yanındayız. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Ayrıca Adıyaman kadın kolları başkanımız Merve Betül Gürbüz kardeşim ve ailesi birbirlerine sarılmış vaziyette enkazdan çıkarıldılar. Yüreğimizdeki acı tarifsiz.
Vatan sevdasıyla, ümmet bilinciyle gece gündüz demeden çalışmasına, azmine, gayretine şahidiz. Yüzünde her daim tebessüm eksik olmayan Ayşe Solmaz kardeşimizin ve ailesinin de gayretine şahidiz. Ve daha binlercesinin…
Mekanları cennet olsun.
Kıymetli vatandaşlarımız, milletimiz;
Bir kor gibi içimizi yakan deprem felaketince On binlerce insanımızın hayatını kaybettiği, yüz binlerce insanımızın yaralandığı deprem meydana getirdiği yaraları sarmaya çalışsak da ne enkaz altında yitip giden canlarımızı ne unutabiliriz ne de içimizde açılan derin boşluğu doldurabiliriz.
Kızının elini bırakmayan babayı, günlerce kardeşiyle konuşan abiyi, kızını hala daha bulamayan anneleri, masum gözlerle anne- babasını arayan çocukları, bütün ailesini yitirmenin acısını bile yaşayamayan Dilara’yı, kızının damadının ve torunlarının naaşına ulaşamadığı için enkazdan aldığı döküntüleri toprağa gömen babaları, 7 yaşında ki Çağdaşı ve onu enkaz altında arayan Annesini ve on binlercesini UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ.
İnsanları kurtarmak için canhıraş çalışan alın teri döken kurtarma ekiplerimizi,
sağlık görevlilerimizi,
bugün kömür değil can arıyoruz diyen madencilerimizi, yardım kuruluşlarımızı
milletimizin millet yapan dayanışma gücünü asla unutmayacağız.
Hepsine ayrı ayrı teşekkürlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum.
Buna karşılık her şeyin pahalı olduğu ülkemizde insan canın çok ucuz olduğunu da unutmayacağız.
Krizi yönetmesi gerekirken ortalıkta olmayan AFAD yöneticilerini,
içimizi kor ateşlerin yaktığı günlerde çirkin üslup benimseyen siyasetçileri,
her şey kontrolümüz altına olduğunu söyleyip şehrini terk eden belediye başkanlarını,
elinde ki çadırları pişkin pişkin sattığını söyleyen Kızılay başnanını da unutmayacağız milletçe.
Depremin ardından yaşananlara bakacak olursak; Hâlâ en temel ihtiyaç maddelerine ulaşımda dahi büyük aksaklıklar var.
Hâlâ atılması gereken en basit adımların atılmasında dahi büyük gecikmeler yaşanıyor. İnsanların temel ihtiyacı olan barınmanın çözülmedi.
Bunlar kesinlikle kabul edilemez. Bunlar yokmuş, her şey yolundaymış gibi davranılması ise hiç kabul edilemez. Şurası çok net olarak görülüyor ki; büyük bir beceriksizlikle karşı karşıyayız.
İmkân var, koordinasyon yok. Kriz yönetimi yok, yönetim krizi var.
Deprem bölgesine bizzat gittiğimizde de gördük ki en çok yükü yüklenenler yine kadınlar olmuştu. Kimi evladını kimi eşini kimi tüm ailesini kaybetmiş ama yaşam mücadelesine kaldığı yerden devam etmeye çabalıyordu. Kadın olduğu yeri güzelleştirmeye devam ediyor. Şartlar ne kadar zor olsa da kaldığı çadırı çiçeklerle süsleyen düzenini kurmaya çalışan kadınlar vardı. İçi ateşe döndüğü halde yavrularına inancı, sevgiyi, merhameti aşılayan kadınlarımız var.
Enkazdan çıktıktan sonra yaraları sarmak için bölgede kalan ve yardım faaliyetlerine katılan yüzlerce kızlarımız, kadınlarımız var.
Depremin ardından bölgede kalan veya göç eden kadınların halihazırda yaşadıkları sorunlara her geçen gün yenileri ekleniyor. İhtiyaçlarını karşılayamayan kadınlarımız bir taraftan aileyi bir arada maddi ve manevi olarak sağlıklı tutmaya çalışırken güvenlik sorunuyla da baş etmek zorunda kalmaktadırlar.
Bu toplumun özü ailedir. Ailenin temeli de kadınlarımızdır. Babaları ihmal edemeyiz ama ailemizin direği annelerimizdir ve bu imkansız koşullarda imkan oluşturmaya çalışan annelerimize şükranlarımı arz ediyorum.
Değerli misafirlerimiz ve televizyonları başında ki kıymetli vatandaşlarımız;
Kadının ihmal edildiği, haklarının gasp edildiği,
şiddete, ayrımcılığa, sömürüye, istismara, maruz kaldığı bir toplumun sağlıklı gelişebilmesi mümkün değil.
Bizim inancımız kadına en büyük değeri vermiştir. Bu yüzden de cennet annelerin ayaklarının altına serilmiştir. Biz bugün bunu ancak ahlak ve maneviyat değerlerimizi ihya ederek toplumsal yapımızı koruyacağımıza inanıyoruz.
Bunun sağlanmasının ilk yolunun siyasetin özellikle hırsızlığı haram lakin yolsuzluğu haram görmeyen zihniyetin son bulması olduğunun da bilincinde ve farkında olan kadınlarınız.
Bizler adaleti mülkün temeli kabul eder, birileri ya da çıkar grupları için eğip bükmeyiz.
Bizler başörtülü kadınların hakkını koruduğumuz gibi ötekileştirilen haksızlığa uğrayan her kadının hakkını savunuruz.
Hastalığın son evresinde ki Yusuf Kerem’in annesine kavuşması da bizim önceliğimizdir, Eren Bülbül’ün annesi de önceliğimizdir.
Değerli basın mensupları Kıymetli misafirler;
Tarihine damgasını vuran kahraman kadınlarımıza, deprem şehidi annelerimize ve gazilerimize minnet borçluyuz.
Topraklarımızın vatan yapılmasında kadınlarımızın büyük rolü olduğunu hepimiz biliyoruz. Tarihin akışına yön veren kadın kahramanlarımızdan Nene Hatun, Gaziantepli Yirik Fatma, Gördesli Makbule, Hafız Selman İzbeli, Halide Edip Adıvar, Kılavuz Hatice, Çete Emir Ayşe ve daha niceleri… Onlar canını ortaya koyarak, milli mücadelenin kazanılmasına büyük katkı sağladı. Kadın kahramanlarımızı rahmetle, minnetle anıyoruz.
Tarihinin her zaman gurur verici başarılarla dolu bu başarının mimarları arasında çok sayıda kadın var. Safiye Ali, Engin Arık, Oya Akgönenç gibi bilim kadınlarına; ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen’e ve adını sayamadığınız eğitimde, bilimde, sanatta, sporda başarı gösteren Türk kadınlarımıza da sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.
Ayrıca 28 Şubat sürecinde mücadele eden isimsiz binlerce kadın kahramanımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
Vatan toprağını ve milleti korumak için şehit olanlarımıza ve annelerine, ilimi ülkenin her yerine götürmek isterken şehit edilen öğretmenlerimize,
evladını yetiştirmeyi ülkeyi kalkındırmak olduğunu bilen gecesini ve gündüzünü bu yolda harcayan tüm annelerimize kadınlarımıza şükranlarımı sunuyoruz.
Bunula birlikte şiddete maruz kalmış, cinayete kurban gitmiş; Özgecan Aslan’ı, Azra Haytaoğlu’nu, Burcu Çiftçi’yi, Feray Şahin’i, Vesile Dönmez’i unutmayacağız.
Değerli basın mensupları Kıymetli misafirler;
Vatan için, insanlık için, doğruya ve güzele dair tüm değerleri öğrendiğimiz yer, annelimizin sineleridir.
28 şubatta başörtümüz için mücadele ederken nasıl kenetlendiysek, bugünde başörtümüz ve dini değerlerimiz üzerinden oy devşirmeye çalışan siyasetçilere karşı biz kanınlar birlikte olmaya devam edeceğiz. Ülkemizin maddi ve manevi olarak kalkınması, kamusal toplumsal ve bireysel ahlakın tekrar sağlanması için birlikte olmaya devam edeceğiz.
Çünkü biz Türkiye’yiz. Kimse bizim kardeşliğimizi bozamaz. Kimse bizi karşı karşıya getiremez. Biz birilerin algısına kapılarak değil, Allah’ın ipine sımsıkı sarılarak hareket etmeyi şiar edinmiş kadınlar olarak, Türkiye’de ki bütün kadınlar birlikte kazanacağız.
Biz milletimiz için çalışmaya ve gayret etmeye devam edeceğiz.
Kadınlara hak ettiği değerin verilmesini bir güne indirgemek eksik kalmaya mahkumdur.
Emeğin, merhametin ve fedakarlığın timsali; akılları, vicdanları ve sevgi dolu yürekleri ile dünyamızı güzelleştiren, bulundukları her yeri daha yaşanabilir kılan tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum.