Dünyada Biri Öksürse Türkiye Zatürre Oluyor! | Saadet Partisi
 
   

Dünyada Biri Öksürse Türkiye Zatürre Oluyor!

25.6.2025

Dünyada Biri Öksürse Türkiye Zatürre Oluyor!

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Türkiye’nin ekonomik anlamda daha güçlü ve daha dirençli hale gelmesi gerektiğini vurguladı.

TBMM Grup Toplantısı’nda açıklamalarda bulunan Arıkan, Türkiye’nin ekonomisinin savaşan ülkelerin ekonomisinden daha kırılgan yapıda olmasına şaşırdıklarını dile getirerek, “Evet, savaşın küresel piyasalar üzerinde petrol fiyatlarında, altında, dolarda, borsada etkisi elbette olacaktır.

Önemli olan bunlardan, hasar almadan çıkabilmektir. Merak ediyoruz! Nasıl oluyor da füzelerin düştüğü Tel Aviv Borsası yükselirken, İstanbul Borsası düşüyor? Nasıl oluyor da Füzeler savaşan ülkelere, Zamlar Ankara’ya yağıyor? Nasıl oluyor da savaşın tam göbeğindeki ülkelerin ekonomisi bile bizimki kadar sarsılmıyor? Bırakın savaşı, yurt dışında birisi öksürse, Türkiye’de dolar zıplıyor, altın uçuyor, borsa yere çakılıyor, petrol tavan yapıyor! Evet, dünyada biri öksürse, Türkiye zatürre oluyor!” dedi.

DOLAR MİLYONERİNİN EN FAZLA ARTTIĞI ÜLKE TÜRKİYE!
Arıkan, konuşmasının devamında, Türkiye’deki gelir adaletsizliği üzerinde durdu. Sıradanlaşan zamlardan asgari ücretli, emekli, memur, öğrenci, çiftçi, esnaf, engelli kim varsa etkilendiğini belirten Arıkan, “Ama etkilenmeyen bir kesim var, adı da ‘kaymak tabakası!” ifadelerini kullandı.

İsviçre merkezli bir şirketin 56 ülkeyi kapsayan araştırma raporundan bahseden Arıkan, “Bu rapora göre 2024 yılında dolar milyoneri sayısının en çok arttığı ülke, bilin bakalım neresi?

Türkiye. Evet, yanlış duymadınız Türkiye! Dünyada dolar milyoner sayısındaki artış %1,2 iken;

Türkiye’de bu oran %8,4 artmış, dünya ortalamasından tam 7 kat fazla. Bu rakamlar bize ne anlatıyor? Vatandaşımız hayatta kalmaya çalışırken, vatandaşımız kredi borçlarına takla attırırken, çocuğuna alacağı karne hediyesinin, evine alacağı bir avuç kıymanın, ay sonunda ödeyeceği faturaların hesabını yaparken; kaymak tabakasının servetine servet kattığını anlatıyor” şeklinde aktardı. 

BU DÜZEN FAKİRİ DAHA FAKİR, ZENGİNİ DAHA ZENGİN YAPIYOR!

Servete değil, haksız servete karşı olduklarının altını çizen Arıkan, “Bu zalim düzen, fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapıyor. Bu zalim düzen, vatandaşlarını simit-çaya mahkum ederken, yandaşlarını dolar milyoneri yapıyor. Bu düzen, adil olmayan bir düzendir. Bu düzen haksızlığın, adaletsizliğin, eşitsizliğin düzenidir!” diyerek tepkisini dile getirdi.
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİNİN ACI HİKAYELERİ!
Eğitimde fırsat eşitsizliğine de değinen Arıkan, şunları söyledi: “Malumunuz,

Geçen hafta Milli Eğitim Bakanlığı’nın karnesini çıkarmış ve en çok da fırsat eşitsizliğinden dolayı sınıfta kaldığını söylemiştik. Aynı hafta; Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda gelir eşitsizliğinin en bariz örneklerinden biri olan serbest kıyafet uygulamasına son vererek, okul üniformasını geri getirdi. Biz bu adımı sonuna kadar destekliyoruz. Ayrıca bu hatadan geri dönüldüğü için de tebrik ediyoruz Ancak! Şunları da ifade etmemiz gerekir: Fırsat eşitsizliği sadece kıyafette değil. Beslenme çantasında bir kuru ekmekle okula gitmek zorunda kalanlara da çözüm bulacak mısınız? Montsuz ve yırtık ayakkabıyla okula gidenlere çözüm bulacak mısınız? Kalem, defter, çanta bile almaya parası olmayan yavrularımıza çözüm bulacak mısınız? Bunu neden soruyorum arkadaşlar? Hafta sonu YKS sınavı yapıldı. YKS sınavına giren bir öğrencimiz, yanındaki eşyaları bırakacak bir yer bulamayınca okulun kenarına bırakıyor ve şu notu üzerine yazıyor: ‘Eşyalarıma dokunmayın, sınavdayım. Başka param yok, çok lazım.’ İşte fırsat eşitsizliği budur. İşte yoksulluk budur. İşte Türkiye’de yaşanan budur!”

ABD aracılığıyla İran ve İsrail arasında ilan edilen ateşkese ilişkin endişelerini dile getirdi. “Siyonizmin insafına bırakılmış günübirlik ateşkesleri değil, kalıcı ve sarsılmaz bir barış istiyoruz” diyen Arıkan, Gazze’nin unutulmaması gerektiğini vurguladı. “Gazze’de hala çocuklar açlıktan ölüyor. Katliam devam ediyor. Gazze’deki akan kanı durdurmayan hiçbir ateşkesin, bu coğrafyaya kalıcı bir istikrar ve barış getirmesi mümkün değildir” dedi.

Arıkan, bölgede kalıcı bir istikrar için Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan arasında savunma paktı oluşturulmasını teklifinde bulunarak, “Bu birliktelikle caydırıcı gücü hızlıca geliştirelim ve genişletelim. Bakın, o zaman İsrail’in nasıl tir tir titrediğini göreceksiniz!” ifadelerini kullandı.

ASIL MESELEDEN UZAKLAŞMAYALIM: GAZZE

Arıkan, ABD Başkanı Donald Trump aracılığıyla İran ve İsrail arasında ilan edilen ateşkesle ilgili tereddütlerini dile getirdi. Akan kanı durduracak, bölgeye istikrar getirecek bir ateşkesi desteklediklerini belirten Arıkan, işin içinde ABD ve İsrail olunca çok derin endişelerinin olduğunu kaydederek, “Gerçekten niyet ateşin kesilmesi mi? Gerçekten niyet silahların susması mı? Bombaların durması mı? Yoksa bölgede tarihinin en büyük güç kaybına uğrayan, demir kubbe efsanesi çöken, sığınıkları mesken edinmek zorunda kalan Netanyahu ve şebekesine

zaman kazandırmak mı? Biz bölgemiz için Siyonizm ve emperyalizmin insafına bırakılmış günübirlik ateşkesleri istemiyoruz. Kılıcı ve sarsılmaz bir barışı inşa etmek istiyoruz” dedi.

“NE KADAR YALANCI OLDUKLARINI DEFALARCA GÖRDÜK!”

Özetle Amerika’nın ve İsrail’in ateşkesine güvenmediklerini vurgulayan Arıkan, “Biz bunların ne kadar yalancı olduklarını defalarca gördük! Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da gördük.

Ateşkeslerinin bir anlam ifade etmediğini bugün Gazze'de hala görüyoruz! Biz bunların ateşkeslerini Srebrenitsa’dan, bombaladıkları pazar yerlerinden, kanını döktükleri masum bebeklerden, katlettikleri mazlumlardan biliyoruz!” diye konuştu.

ENDİŞE DUYMAK İÇİN GEÇ KALMADINIZ MI?

Dışişleri Bakanlığı’nın ABD ve İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını endişe verici olarak değerlendirmesine tepki gösteren Arıkan, şunları söyledi:

“Tehlike bu kadar kapımıza dayanmışken, bizim dışişleri bakanlığımızın daha yeni “endişe” etmeye başlaması ülkemiz için “endişe” vericidir.

Soruyoruz! Endişe etmekte geç kalmadınız mı? Biz endişe edip; Kürecik’i, İncirlik’i kapatın derken neredeydiniz? Biz endişe edip; yıllar önce sıra İran’da dediğimizde neredeydiniz?

Biz endişe edip; “Mesele Suriye’yse hedef Türkiye’dir” dediğimizde neredeydiniz?

Endişe etmekte çok ama çok geç kaldınız. Artık endişelerin, kaygıların, kınamaların zamanı değil; icraatın vaktidir. İttifakın vaktidir.

4 ÜLKEYLE SAVUNMA PAKTI ÖNERİSİ

Bölgede kalıcı barışın yegâne yolunun, bölge ülkelerinin Türkiye öncülüğünde ortaya koyacakları birlik, beraberlik ve cesaretten geçtiğini belirten Arıkan, savunma paktı önerisinde bulunarak, şunları aktardı: “Çünkü son olaylarda bir kez daha gördük ki: ‘İsrail ancak güçten anlar.’ Bir avuç Gazzeli mücahidin direnişi bile İsrail’in kimyasını bozmaya yetiyor. İran’ın attığı füzeler, demir kubbesini kevgire çevirmeye yetiyor. Bunlar bile;

kendini dünyanın sahibi zannedenleri ateşkese zorlamaya yetti. Somut, gerçekleştirilebilir bir teklif ortaya koyuyoruz. Bölgede kalıcı bir istikrar için: Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan arasında savunma paktı oluşturalım. Bu birliktelikle caydırıcı gücü hızlıca geliştirelim ve genişletelim. Bakın, o zaman İsrail’in nasıl tir tir titrediğini göreceksiniz! Bakın, o zaman bölgemize nasıl barış geliyor göreceksiniz. Bakın, o zaman dünyanın gidişatı nasıl değişiyor göreceksiniz.”

BÜYÜK OLAN ABD VE İSRAİL DEĞİL MİLLETİMİZDİR

Saadet Partisi Lideri Mahmut Arıkan, “Burada büyük olan ABD ve İsrail değil aziz milletimizdir. Küçük olan ve yok olacak olan işgalcilerdir, onların planlarıdır! Unutmamalıyız. Bölgemizin istikrarı Washington’un, Tel Aviv’in inisiyatifiyle olmayacaktır. Türk, Kürt, Arap, Farisi ve tüm bölge insanlarının birbirlerini el üstünde tutmasıyla, Ankara’nın, Tahran’ın, Kahire’nin, İslamabad’ın birliği, kararlılığı ve cesaretiyle sağlanacaktır!” ifadelerini kullandı.

GAZZE’Yİ UNUTMAYALIM

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gazze meselesinin gündemden düşürülmemesi gerektiğini vurguladı. Arıkan, şöyle devam etti: “Lahey’de çok fiyakalı fotoğraflar verildi ama tam 627 gün oldu. Gazze hala abluka altında. Gazze’de hala çocuklar açlık, susuzluk ve ilaçsızlıktan ölüyor. Gazze’de hala masum siviller bombalanarak katlediliyor. Eğer biz bu duruma dur diyemezsek, işgalci İsrail ordusu son Filistinli şehit edilene kadar soykırıma devam edecek. Buradan soruyorum: Bu ateşkes, Gazze’deki soykırımı da durduracak mı? Bu ateşkes, insani yardım koridorunun açılmasını sağlayacak mı? Yoksa balistik füzesi yok diye, Gazzeli çocuklar ölmeye devam mı edecek? Şimdiden söylüyoruz: Gazze’deki akan kanı durdurmayan, Filistin’deki işgali bitirmeyen hiçbir ateşkesin, bu coğrafyaya kalıcı bir istikrar ve barış getirmesi mümkün değildir.”

İKLİM KANUNUNUN İKLİMLE, DOĞAYLA FALAN ALAKASI YOK!

Arıkan, meclise tekrar getirilmesi düşünülen iklim kanununu ile ilgili de dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

“Bölgemiz yanıyor, coğrafyamız yanıyor, ekonomi yanıyor, çiftçimiz, asgari ücretlimiz, emekçimiz, emeklimiz yanıyor! Ama iktidarın işçiymiş, emekliymiş, çiftçiymiş böyle bir gündemi yok!” diyen Arıkan, şöyle devam etti:

“Türkiye’de bütün sorunlar çözülmüş gibi yangından mal kaçırırcasına; dün meclisin gündemine iklim kanununu getirdiler! Üç ay önce, aziz milletimizin tepkisi üzerine çekmek zorunda kaldıkları iklim kanununu, tek bir virgülüne dokunmadan geri getirdiler! Sizin derdiniz ne Allah aşkına, bu iklim kanunu sevdanız nereden kaynaklanıyor?

Cevabını söylüyorum; çünkü bu kanunun meclis tatile girmeden önce çıkmasını; Sermaye grupları istiyor. Enerji baronları istiyor. Para babaları istiyor. Küresel şirketler istiyor. Getirilen ‘iklim kanunun’ iklimle doğayla çevreyle falan alakası yok. İklim düzenlemesini dert ettikleri için değil; piyasa düzenlemesini dert ettikleri için getirdiler. Çevre kaygısıyla değil;

Baronlara söz verdikleri getirdiler. Türkiye’yi fosil yakıt bağımlılığından kurtarmak için değil; Türkiye’nin enerji lobilerine bağımlılığını artırmak için getirdiler.  Asıl amaç çevreyi doğayı korumak da değil; Asıl amaç küresel şirketlerin ve sanayileşmiş devletlerin menfaatini korumaktır. Kısacası bu iklim kanununda yokuz. Biz bu dayatmaya, bu oldu bittiye, karşıyız. Sonuna kadar da karşı çıkacağız. Bu yüzden tüm arkadaşlarımızla birlikte oylamada red oyumuzu vereceğiz.  Ama biliyoruz ki her şafak karanlığın ardından yükselir. Hem coğrafyamız hem de ülkemiz, bu topraklarda sayısız badireyi atlattı. Bizim için ne emperyalizm yabancıdır ne de Siyonizm. Biz bu haçlı ittifakını bin yıldır biliriz, onlar da bizi bin yıldır bilir. Biz bu küresel lobileri, bu zorbaları gayet iyi tanırız, onlar da bizi iyi tanır. Hiç kimse karamsarlığa kapılmasın. Bu millet hiçbir dayatmaya pabuç bırakmaz. Biz, yeni bir yol var diyoruz, Saadet var diyoruz. Adil bir düzen mümkündür diyoruz. Allah’ın izniyle bu coğrafyada gül de yetişecek bülbül de ötecek.”