
Feryat Eden Millet Var Ama Duyan Yok, İktidar Var Ama İcraat Yok!
02.7.2025
Feryat Eden Millet Var Ama Duyan Yok, İktidar Var Ama İcraat Yok!
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına Madımak vahşetini anarak başlayan Arıkan, “32 yıl önce Sivas’ta yaşadığımız acı bir olayın yıl dönümü. Bu coğrafyada neredeyse takvimin her günü büyük bir acının yıl dönümü. Dün Dersim, Çorum, Maraş, Roboski, bugün Madımak, yarın Başbağlar. Tüm kalbimle söylüyorum, inanarak söylüyorum; yaşananların hepsi bizim acımız, kaybettiklerimizin hepsi bizim insanımız. Hakikatle yüzleşmek, muhatabıyla helalleşmek ve milletçe kucaklaşmak gerekiyor. Mütedeyyin-seküler, Alevi-Sünni, Türk-Kürt birbirimizi el üstünde tutmamız gerekiyor. Bu ülkede ne yeni açılan yaralar olsun ne de eski yaralar yeniden kanasın. Birbirimizi dinleyelim, birbirimizi anlayalım, birbirimizi bağrımıza basalım. Siz kuvveti, çoğunluğu, menfaati, imtiyazı öncelerseniz; İnsan insanın kurdu olur. Ama önce hak ve adalet dersiniz; insan insanın yurdu olur. Saadet Partisi, ‘insan insanın yurdu olsun’ diye siyaset yapmaktadır. Her acıyı yüreğimizde hissedip, her endişeyi, her kaygıyı gidermek için siyaset yapıyoruz. Her iyiliği büyütmek, her umudu çoğaltmak için siyaset yapıyoruz. Bu coğrafyaya dair, hafızasında acı olaylar olan bütün kardeşlerimizi bağrımıza basıyoruz, endişeleri, kaygıları olan bütün kardeşlerimize ‘rahat olun, bütün zorlukları birlikte aşacağız’ diyoruz.” ifadelerine yer verdi.
“İKTİDARIN SÖYLEDİĞİ BAŞKA, VATANDAŞIN HALİ BAŞKA”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın gıda enflasyonunun düştüğü yönündeki iddiasını anımsatan Arıkan, “Nereye baksak; iktidarın söylediği başka, vatandaşın hali başka. Yaz geldi, okullar tatil oldu. Sokaklarımız çocuk cıvıltısıyla doldu. Yaz günü bir çocuğun canı ne ister? Dondurma ister! Siz gıda enflasyonunu, gidin çocuğuna 1 top dondurma alamayan anneye sorun! Siz gıda enflasyonunu, ucuz ekmek kuyruğundaki emekliye sorun! Siz gıda enflasyonunu, Evinin mutfak ihtiyacını karşılayamayan babaya sorun! Siz gıda enflasyonunu, manav tezgâhının önünde sadece fiyat etiketi okuyup geçen teyzeye sorun!” dedi.
“BU MİLLET DAHA HANGİ BEDELİ ÖDEYECEK?”
Arıkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tabloya rağmen Cumhurbaşkanı, ‘Ekonomide kendimiz bedel ödedik ama ülkemize ve milletimize bedel ödetmedik’ diyor. Allah aşkına bu millet daha hangi bedeli ödeyecek? Sayın Cumhurbaşkanı etrafınızdakiler bu bilgileri sizden muhtemelen saklıyordur! Ülkemizde açlık sınırı 26 bin lirayı aştı. Emeklimizin aldığı maaş 14 bin 500 lira, asgari ücretlimizin aldığı maaş 22 bin lira. Siz daha hangi bedelden bahsediyorsunuz? Bakan var, ama gören yok. Feryat eden millet var ama duyan yok. İktidar var ama icraat yok.”
DOĞALGAZA GELEN ZAM
Doğalgaza gelen yüzde 25’lik zammı da eleştiren Arıkan, “Ülkemizde ‘zam’ yağmuru ile yaşıyoruz. Dün gece doğalgaza yüzde 25 zam geldi. Türkiye’de elektrik fiyatlarına son bir yılda yüzde 88 zam geldi. Akaryakıta 5 ayda füze hızıyla 27 kere zam geldi. Ama fiyatlar tüm dünyada inmesine rağmen biz de paraşüt hızıyla bile inmiyor. İneğe verdiğimiz yem, ilaç; enerji maliyetleri her gün zamlanırken, inekten aldığımız süt aynı fiyatta kalıyor. Bu yüzden süt üreticisi zarar ediyor, damızlık hayvanının kesime göndermek zorunda kalıyor.
Hasadın yarısına geldik, buğday alım fiyatları, çiftçinin giderini karşılamıyor. Çiftçi perişan halde. Emekli çalışmak zorunda kalıyor; çalışırken vefat ediyor. Bu hafta 3 emekli büyüğümüzün, çalışırken hayatlarını kaybettiklerini gördük” ifadelerini kullandı.
HER BİR SANİYEDE 260 BİN TL VERGİ TOPLANIYOR
Ürün ve temel ihtiyaç kalemlerine zam yapmaya gelince güncel olan iktidarın, asgari ücretli, kamu işçisi, emekli söz konusu olunca dünde kalmayı tercih ettiğini belirten Arıkan, “Bu ülkede her 1 saniyede 260.000 lira vergi toplayan ve topladığı bu verginin de yine her 1 saniyede 55.000 lirasını faize aktaran bir iktidar var. Bu iktidar faiz lobisine para transferinde gayet cömertken, söz konusu işçi, memur, emekli, çiftçi olunca para bulamıyor. Emeklerin karşılığını almak isteyen özel okul öğretmenlerini kolluk gücüyle karşılamaktan utanmıyor” şeklinde konuştu.
“ZAMLAR VE VERGİLER BALİSTİK FÜZE GİBİ FIRLIYOR!”
Ekonomideki yangının bütün diğer yangınların sebebi olarak karşılarına çıktığını vurgulayan Arıkan, “Biz ekonomistiz’ diyorlar ama ekonomi deyince tek bildikleri, zam yapmak, vergi koymak! Ülkemizde zamlar ve vergiler, balistik füze gibi fırlıyor, ama inerken paraşütle iniyor. Hatta çoğu zaman inmiyor! Türkiye ekonomisinin özeti şudur: Para lazım, zam yap. Bütçe açık verdi, vergi koy. Afet oldu, IBAN gönder. Bütçede eksik çıktı, radar yerleştir!” ifadelerini kullandı.
ESNAF İÇİN YAPILANDIRMA PAKETİ ÖNERİSİ
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, zor durumdaki esnaf için yapılandırma paketi hazırlanmasını önerdi. Arıkan, şunları dile getirdi: “İki yıldır uygulanan yüksek faiz politikası nedeniyle piyasa kitlenmiş durumda. Nakit dönmüyor ama çekler dönüyor, senetler protesto oluyor. Burada hem milletin hem de devletin faydasına olacak bir uygulamayı, teklif ediyoruz.
Piyasaya nefes aldırmak amacıyla derhal bir ‘yapılandırma paketi’ hazırlanmalıdır. Bu paket, özellikle KOBİ’lere, esnafa ve üreticiye bir can suyu olacaktır. Ayrıca bu adım, sadece piyasayı değil, bütçeyi de rahatlatır. Çünkü üretmeyen, kazanamayan, zaten vergi de ödeyemez! Ama tabi bunu yaparken adaletsizliğin de önüne geçilmelidir. Geçmiş yapılandırmalarda yaptığınız hatalar bu kez tekrarlanmamalıdır. Vergisini, SGK primini zamanında ödeyen, borcuna sadık kalan vatandaşlarımız mağdur edilmemelidir. Biz diyoruz ki: Zamanında ödeyen mükellefe vergi indirimi verilmeli! Ve bu indirime ulaşmak için şartlar kolaylaştırılmalıdır.”
“3Y 10’YE ÇIKTI!”
Esnafın, çiftçinin, emekçinin, sanayicinin yaşadığı sorunun,
yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sistemsel bir çöküşün sonucu olduğunu kaydeden Arıkan, 23 yıllık Ak Parti iktidarında 3Y’nin 10’ye çıktığını aktararak, şöyle devam etti: “İktidarın 23 yıl önce yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla yani 3Y ile mücadele vaadini hatırlıyorsunuzdur! Ne oldu bu 3Y’ye? Ne olduğunu söyleyeyim! Tam ters istikamette ilerledi ve 10Y oldu!
- Yoksulluk normalleşti!
- Yolsuzluk yol oldu!
- Yargı denetim altına alındı ve tarifeli sisteme geçti!
- Yakınlık Liyakatin katili oldu!
- Yalakalık kariyer yolu oldu!
- Yükümlülük halkın, imtiyaz seçkinlerin ve zenginlerin oldu!
- Yaygara gündem saptırma aracı oldu!
- Yönünü kaybetmek strateji oldu!
- Yıkım ve Yığılma her yeri kuşattı,
- Yozlaşma adeta ansiklopedi oldu!”
Adil bir düzene ihtiyaç olduğunun altını çizen Arıkan, “Bu sistem çürümüştür! Bu tezgah bozulmuştur. Bozuk tezgahtan sağlam ürün çıkmaz. Biz, bu bozuk düzeni, sistemi değiştirmenin mücadelesini veriyoruz. İşte bu yüzden, bizler: Yoksulluğu da yolsuzluğu da yasakları da bitirmek için, bu 10Y düzenini değiştirmek için, yangınları söndürmek için, çocukların dondurmaya hasret kalmaması, gençlerin vize kuyruklarında beklememesi için, milletimizin alın terini, emeğini, umudunu korumak için tüm gücümüzle çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
ORMAN YANGINLARI: YANGIN ÇIKTI HAYDİ İMAR VERELİM Mİ DİYECEKSİNİZ?
Saadet Partisi Lideri Mahmut Arıkan, orman yangınlarını ise şöyle değerlendirdi: “
Haziran ayı geride kaldı ama bizim ciğerlerimiz yandı! Sadece Haziran ayında 1516 yangın çıktı. Ama maalesef alevlerle, ihmalleri; geçen yıllarda olduğu gibi bu yılda aynı cümlede kullanmaya devam ettik! Türkiye’mizin dört bir yanındaki yangınlardan etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Yangınla mücadele noktasında; hayatlarını riske ederek, büyük bir fedakarlıkla yangınla mücadele eden, itfaiye erlerimize, orman işçilerine, tüm emekçilerimize teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, yangın ağaçlarımızla birlikte, topraklarımızı, hayvanlarımızı, köylerimizi, evlerimizi ve maalesef umutlarımızı da kül ediyor! Yetkililer yangınlar, “İnsan kaynaklı” diyor. Tamam ama siz üzerinize düşeni yaptınız mı? Mesela yangın söndürme uçakları başta olmak üzere yeterli ekipmanı oluşturdunuz mu?
Yangını söndürmek kadar, yangının çıkmasını engelleyecek tedbirleri aldınız mı? Orman yangınları ile ilgili olarak, uydular marifetiyle uzaydan bir sokaktaki evin kapı numarası bile görüntülenebiliyorken, ormanlık alanları, İHA'lar, uydu ve diğer gözetleme araçlarıyla 7/24 izlediniz mi? Gerekli eğitim ve denetimi sağladınız mı? Bütün bu soruların hepsinin cevabı, Hayır! Bugün “şu kadar sorti yaptık, bu kadar ton su döktük” diyorsunuz. Soruyorum! Yangın çıkmadan önce neredeydiniz? Yangının büyüklüğünü şöyle anlatmamız gerekiyor:
Bugün 50 bin insan, yangın nedeniyle evlerinden oldu. Her geçen gün bu sayı artıyor.
Sorumluluğu insana ve rüzgara yükleyerek, işin içinden sıyrılamazsınız. Böyle büyük bir felaketi sadece “rüzgarlar” körüklemedi! Sistemsizlik de körükledi! Vurdumduymazlık da, hazırsızlık da körükledi! Normalde böyle bir mevsim yok ama, Türkiye için yangın mevsimindeyiz! Ve özellikle altını çizerek ifade ediyorum:
Yangınların çıktığı alanlar, birilerinin rant planlarına kurban edilmemelidir! Buralar ne olacak?
‘Yangın çıktı, arazi boş kaldı, hadi imar verelim’ mi diyeceksiniz? Bunu yapacak olursanız, bunun adı imar değil, ihanet olur! Yanan bölgelerin yeniden yeşillenmesi ve imara açılmaması için Anayasal güvence sağlanmalıdır. Unutmayalım, bu topraklar, ranta değil, torunlarımıza aittir!”
“YENİ BİR ORTADOĞU KURULMAK İSTENİYOR”
İran’an yönelik saldırıyı ve Gazze’deki soykırımı anımsatan Arıkan, ABD ve İsrail öncülüğünde yeni bir Ortadoğu’nun dizayn edilmeye çalışıldığını belirtti. “Kurulmak istenen yeni bir Ortadoğu var!” diyen Arıkan, şöyle devam etti: “Çatışmayla, güçle, göçle, kardeşi kardeşe kırdırarak kurulmak istenen; yeni bir Ortadoğu var! Washington’dan dizayn edilmek, Tel Aviv’den yönetilmek istenen yeni bir Ortadoğu var! Planlar yapılıyor, haritalar çiziliyor, nutuklar atılıyor. Buna da yeni bir isim bulunmuş: Abraham İttifakı!”
GAZZE SOYKIRIMINA “KRİZLE GELEN FIRSAT” DİYORLAR!
Geçtiğimiz hafta Tel Aviv sokaklarına asılan dev panolarda “Abraham İttifakı”nın yazılı olduğunu belirten Arıkan, Üzerinde ‘Abraham İttifakı’ yazıyor. Altında ise katil Netanyahu ve Trump, el ele vermiş, ‘Yeni Ortadoğu’nun haritasını çiziyor! Bu kuruluşun adı da: ‘Bölgesel Güvenlik Koalisyonu’ imiş. Web sitesini açınca çıkan görüntüyü de sizlere göstermek istiyorum. Fotoğraflarda yok yok! Bütün bölge ülkeleriyle, en stratejik görüşmelerden kareler var. Ortada ne yazıyor? ‘Krizle Gelen Fırsat; Ortadoğu’da Yeni Bir Bölgesel Düzen’ yazıyor. Arkadaşlar “kriz” dedikleri ne biliyor musunuz?
Gazze’de öldürdükleri 56.000, kaybolan 400.000 insan!
Lübnan’da katlettikleri binlerce masum!
Yemen’de körükledikleri mezhep ayrılıkları!
Suriye’de oluşturdukları istikrarsızlık!
İran’da yaptıkları suikastlar, sabotajlar!
İşte, ‘kriz’ dedikleri bunlar!
Kendi elleriyle oluşturdukları, büyüttükleri krizlerden bahsediyoruz!
Peki fırsat dedikleri ne? Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail Projesi, Siyonizm’in bölgeye tahakkümü!”
Kimse kusura bakmasın, adı Abraham ittifakı veya değil;
‘İbrahim adıyla, Nemrut düzeni kurulamaz!’ Bu ittifak, Filistin halkının kanı üzerine, işgalci İsrail’e bölgesel meşruiyet kazandırma projesidir” dedi.
YURT DIŞINDAKİ TÜRK VATANDAŞLARININ SORUNLARI
Hafta sonu Almanya’da Saadet Partisi Avrupa Teşkilatlarıyla bir araya geldiğini aktaran Arıkan, şunları söyledi: “Nasıl Türkiye’yi karış karış geziyor, 86 milyon insanımızın dertlerini ve taleplerini dinliyorsak, yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunlarına, taleplerine de kulak veriyoruz.
Hafta sonu şunu gördük, gurbetçi kardeşlerimizin duyulması gereken talepleri, çözülmeyi bekleyen sorunları var. Gurbetçilerimizin meselelerini ötelemekten vazgeçmeliyiz. Gurbetçilerimizi, bu milletin bir parçasından öte, bu milletin kendisi olarak görmeliyiz! Yaz ayları gurbetçilerimizin yoğun bir şekilde Türkiye’ye gelme vakti; Türkiye'ye gidip gelirken kullandıkları karayollarındaki sorunlar hızlı bir şekilde çözüme kavuşmalıdır. Bu yollarda yaşanan rüşvet, can ve mal güvenliği sorunu, haksız muamele, hırsızlık gibi konuların üzerine dikkatle gidilmelidir.
Bizler bu konuda “Sıla Yolu Projesini” öneriyoruz. Güzergah boyunca kurulacak “Sıla Yolu Dinlenme Tesisleri” ile kardeşlerimiz her türlü ihtiyacını güvenli bir şekilde karşılayabilmelidir. Bir de askerlik meselesi var. Çifte vatandaşlık hakkı için, Yurt dışında yaşayan gençlerimize askerlik konusunda kolaylık sağlanmalıdır. Meseleye, “euro meselesi” olarak bakmaktan vazgeçilmelidir.
Seçme ve seçilme meselesi de gurbetçilerimizin çözüm beklediği sorunlardan. Yurt dışında seçim bölgeleri oluşturarak gurbetçilerimizin TBMM’de doğrudan temsiliyeti sağlanmalıdır. Seçimde hatırlanan gurbetçiler, temsil döneminde unutulmamalıdır. Yurt dışında yaşayan kardeşlerimizin çalışma, emeklilik, ticaret, vatandaşlık, eğitim gibi hizmetlerinin hızlı yürütülmesi için bir bakanlık kurulmalıdır.”