Türkiye’nin Batı ve Diğer Aktörlerle İlişkileri

Avrupa Birliği

Özellikle AB’nin, tam üyelik süreciyle birlikte, son yıllarda, ülkemize, milletimize ve milletimizin sahip olduğu değerlere karşı sergilemekte olduğu kabul edilemez tutum ve davranışlar, AB’yi oluşturan zihniyetin insan hakları, inanç özgürlüğü, inanca saygı, çoğulculuk ve farklı medeniyet mensupları ile birlikte yaşama konularında yeterince gelişmiş bir düzeyde olmadığını ortaya koymuştur. Batılı ülkelerin hâlâ eski emperyalist ve sömürgeci alışkanlıklarından kurtulamadıkları ortadadır.

Saadet Partisi olarak Türkiye’nin kendi tarihi hinterlandı ile ilişki kurmasını engelleyecek hiçbir uluslararası organizasyona dâhil olmasını doğru bulmamaktayız.

Çünkü bu doğrultuda AB veya bir başka yapıya bu şekilde üye olmak, Türkiye’nin bağımsızlığından vazgeçmesi ve ırkçı emperyalizmin plân ve hedeflerinin gerçekleşmesi için adım adım parçalanıp yok olmaya götürülmesi manasını taşımaktadır.

Bu gerçekler dolayısıyladır ki, AB’ye tam üyelik yerine, eşit koşullarda karşılıklı ikili ilişkiler içinde olmayı daha doğru buluyoruz. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin, tüm uluslararası ilişkilerde olduğu gibi, barış, diyalog, adalet ve eşitlik çerçevesinde yürütülmesinden yanayız. Zira Türkiye’nin âdil bir düzene sahip, yeni bir barış dünyasının kurulmasında öncülük yapmasının engellenmesi, sadece Türkiye için değil, aynı zamanda AB ve bütün insanlık için, telafisi mümkün olmayan bir kayıp demektir.